"ثمّة سبب" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir sebebi var
        
    • bir nedeni var
        
    • bir nedeni vardı
        
    • bir sebebi olmalı
        
    • bir nedeni vardır
        
    Hayır, ama sanırım O'nun karısının ölümüyle bu kadar ilgilenmesinin daha derin bir sebebi var. Open Subtitles كلاّ، لكن أعتقد أنّ هناك ثمّة سبب أعمق لهوسها الشديد بجريمة قتل زوجته
    Yaşayan hastaların ciğerlerinin alınmamasının çok mantıklı bir sebebi var. Open Subtitles ثمّة سبب وجيه لعدم أخذ رئة من المرضى الأحياء
    Yaşayan hastaların ciğerlerinin alınmamasının çok mantıklı bir sebebi var. Open Subtitles ثمّة سبب وجيه لعدم أخذ رئة من المرضى الأحياء
    Bağımlılara eski konumlarından uzak durmalarını söylenmesinin bir nedeni var. Open Subtitles ثمّة سبب لإخبارهم المدمنين أن يمكثوا بعيداً عن موقعهم القديم
    Beni zorlamak yerine bunları anlatmanın bir nedeni var. Open Subtitles ثمّة سبب لإخبارك لي بهذا عوضاً عن مجرّد إلقاء القبض عليّ
    Bu hançeri bu kadar çok istemesinin bir nedeni vardı. Open Subtitles ثمّة سبب وراء توقه لهذه السكّينة بشدّة.
    Hayır Liz, içkiyi bırakmamın bir nedeni vardı. Open Subtitles كلا يا (ليز)، ثمّة سبب لتوقّفي عن الشّرب
    Burada olmamın bir sebebi olmalı. Hangi meyveyi seçeceğimi bilmeliyim. Open Subtitles حتمًا ثمّة سبب لتواجدي هنا، أحتاج لمعرفة أيّ ثمرة سأحصد.
    Hayatta her şeyin bir nedeni vardır, ey ahali. Open Subtitles ثمّة سبب لكلّ شيء يا أصدقائي
    Evet. Bu kadar benzer görünmesinin bir sebebi var. Open Subtitles ثمّة سبب لكون هذا السطو يبدو مألوفًا جدًّا.
    O gezilere katılmamın bir sebebi var. Open Subtitles ثمّة سبب لذهابي في جولات الحافلة تلك
    İç İşleri'nin, Quinn'le ilgilenmesi için geçerli bir sebebi var. Open Subtitles ثمّة سبب وجيه لكون (كوين) مشبوهاً لدى قسم الشؤون الداخليّة
    Polislere emir kulu demelerinin bir sebebi var. Open Subtitles أتعلمين؟ ثمّة سبب لتسميتهم ذلك بـ"خادم الشعب"
    - Terapi görmememin bir sebebi var. Open Subtitles ثمّة سبب لعدم ميلي للعلاج النفسيّ.
    Ama gerçek olmamalarının bir nedeni var. Open Subtitles من الصعب نسيانها. لكن ثمّة سبب لكونها غير مقدّرة لنا.
    Bu katın broşürde yer almamasının bir nedeni var. Open Subtitles ثمّة سبب وجيه لعدم وجود هذا الطابق في السجلات.
    Birbirlerine benzemelerinin bir nedeni var. Tek bir silah halinde dövülmüş ve sonra ikiye bölünmüş. Open Subtitles ثمّة سبب لتشابههما فقد شُكّلا كسلاح واحد
    Onu seçmelerinin bir nedeni var. Open Subtitles ثمّة سبب لإختيارهم له، وسبب لفشله وسبب وراء تغييرهم لطرقهم المعهودة
    Esther'in seni yaratmak için beni kullanmasının bir nedeni vardı, değil mi? Open Subtitles ثمّة سبب لإستخدام (إيستر) لي لصُنعك، أليس كذلك؟
    Esther'in seni yaratmak için beni kullanmasının bir nedeni vardı, değil mi? Open Subtitles ثمّة سبب لإستخدام (إيستر) لي لصُنعك، أليس كذلك؟
    Burada olmamın bir sebebi olmalı. Hangi meyveyi seçeceğimi bilmeliyim. Open Subtitles حتمًا ثمّة سبب لتواجدي هنا، أحتاج لمعرفة أيّ ثمرة سأحصد.
    - Birisi evlerine girmiş. Belki de bir nedeni vardır. Adam bir şeye falan bulaşmıştır. Open Subtitles إقتحم أحد ما منزلهم، لربّما كان ثمّة سبب لربّما كان (آدم) منخرطًا في شيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more