"ثمّ هناك" - Translation from Arabic to Turkish

    • var
        
    • sonra
        
    Bir de insanın hayatta kalması meselesi var. TED ومن ثمّ هناك السؤال المتعلق ببقاء الإنسان
    Ayrıca su basınçlı sterilize ağız silicisi var. Open Subtitles ثمّ هناك الضغط الميكانيكي لمنشفة تعقّيم الفمّ
    sonra birde Samson Simpson denen adamın işlettiği bir dağıtım şirketi var. Open Subtitles ثمّ هناك خدمة توصيل من قبل رجل يسمّى سامسن سيمبسن
    Birçok pencere ve solda bir açık alan var. Open Subtitles تراجع، انسخ؟ حول و ثمّ هناك ميدان يعطى تغطيه جيّده على اليسار أرينى
    Ama sonra cinayet hakkındaki aşırı heyecan ve bunu fark ettim. Open Subtitles لكن ثمّ هناك هذا اللوحة الكاملة حول القتل، وأنا لاحظت هذا.
    Fakat İngiliz listesi ve Avrupa listesi var. Open Subtitles ثمّ هناك قائمتَه البريطانيةَ وقائمته الأوروبية.
    Bir de Anna var, fazla başarılı olan. Open Subtitles ثمّ هناك آنى وهي ناجحة، وأنت تعرف هذا النوع
    Bir de yöntemsel hafıza var. Kas hafızası da deniyor. Open Subtitles ومن ثمّ هناك "الذاكرة الإجرائية"، وغالباً تسمّى أيضاً "ذاكرة العضلات".
    Zombiden zombiye fark var. Open Subtitles ثمّة أموات أحياء .. و من ثمّ هناك أموات أحياء مختلفون
    Hem güvenlik sistemi var. Birisinin anahtarı bile olsa alarm devreye girer. Open Subtitles ومن ثمّ هناك النظام الأمني، حتى لو كان لدى أحد المُفتاح، فإنّ الإنذار سينطلق.
    Kafasının arkasında mermi deliği var. Ve bir de diş durumu var. Open Subtitles هناك ثقب رصاصة بمُؤخرة رأسها ومن ثمّ هناك أسنانها.
    Ayrıca sinirli bir çiftçi ile bir polis şefimiz de var. Open Subtitles من ثمّ هناك المُزارع الغاضب وقائد الشرطة.
    Bir de babam var tabii! Ona ne diyeceğim? Open Subtitles ثمّ هناك أبي، ماذا يُفترض بي أن أقول له؟
    Buradan ana yola inmek için 20 km var oradan da medeniyete varmak için 30 km daha gitmemiz gerek. Open Subtitles الطريق الرئيس يبعد 12 ميلاً ثمّ هناك حوالي 20 ميلا أخرى إلى أقرب نقطة
    Ve sonra burada sizin talebiniz var 25 Numara'lı deneğin kehaneti dolayısıyla daha fazla fon ayrılması. Open Subtitles و ثمّ هناك هذا الطلب لك... لتمويل إضافيّ بسبب... 'موضوع نبوءة رقم 25.
    Bir de giysileri var tabii, kıymetli ayakkabıları... Open Subtitles ثمّ هناك ملابسه، أحذيته الثمينة.
    Tabi bir de uzaylıları değil diğer insanların içinde hayatın anlamını arayanlar var. Open Subtitles [صوت تشانج] ثمّ هناك أولئك التي العناية ليست حول المخلوقات العليا، بحث عن المعنى في البشر الآخر.
    Eğer mükemmel biri olmadığı anlaşılırsa o zaman bu ilişkinin yürümeme ihtimali var demektir. Open Subtitles لَرُبَّمَا أنت خائف أيضاً. مع ذلك، إذا يَظْهرُ بأنّها لَيستْ مثاليةَ، ثمّ هناك a فرصة الأشياء لَنْ تَحْسبَ.
    sonra sol tarafında siper imkânı olan bir meydan geliyor. Open Subtitles تراجع، انسخ؟ حول و ثمّ هناك ميدان يعطى تغطيه جيّده على اليسار أرينى
    sonra geriye biradan başka içecek bir şey kalmaz. Open Subtitles ثمّ هناك سَيَكُونُ لا شيءَ تَركَ لشُرْب لكن البيرةَ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more