"جئت إلى هنا" - Translation from Arabic to Turkish

• buraya geldin
• buraya geldim
• için geldim
• buraya gelip
• geldin buraya
• Buraya geldiğimden
• geldiğimi
• gelmiştim
• geldiğimde
• buraya geldiniz
• mi geldin
• geldiğini
• Buraya kadar
• Buraya geldiğim
• Buraya gelmemin

Aniden fırladın, bir taksiye bindin, buraya geldin ve suya atladın!
خرجت مسرعاً وقفزت فى تاكسى جئت إلى هنا وقفزت فى الماء

Sonra da buraya geldin. Bu yüzden geç kaldın, değil mi?
ثم جئت إلى هنا هذا هو سبب تأخيرك ، صحيح ؟

buraya geldim çünkü bana inanmanı istemiştim, sen de inandın.
حسناً، جئت إلى هنا أنني أردتك أن تصدقيني، وقد فعلت

buraya geldim, çünkü şehrinizdeki bir sınıfta olanlar kuzeydeki büyük kentlerde iğrenç saldırılara yol açtı.
لقد جئت إلى هنا لأن ما حدث فى فصل فى مدرسة فى مدينتكم قد فك وثاق هجوم شرس

Buraya kalpten inandığım bir besin devrimini başlatmak için geldim.
لقد جئت إلى هنا لأبدأ ثورةً غذائيةً أؤمن بها بشدة.

O fedakârlıklar sen buraya gelip aptalca aşık ol diye olmadı!
ولولا هذا لما جئت إلى هنا ولما شعرت بالحب كالفتى الطبيعي

Benim departmanımı suçlamaya mı geldin buraya?
هل جئت إلى هنا لتسخر من إدارتي؟

Buraya geldiğimden beri terslik etmekten başka bir şey yapmıyorsun.
منذ أن جئت إلى هنا لم تعطني شئ فقط التفاهات

buraya geldin ve benden kıçını kurtarmamı istedin.
لقد جئت إلى هنا وطلبت مني أن أقوم بحمايتك

Tanrım, buraya geldin ve bomba haberi babama bile vermeden bana söyledin.
لقد جئت إلى هنا و ألقيت هذه القنبلة على عاتقي حتى قبل أن تخبري بها والدي

Ve işte bu yüzden buraya geldin. Olanlar için beni suçluyorsun! Hayır.
لهذا جئت إلى هنا لتلقي اللوم علي بما حدث لك

Bunu senden daha iyi yaptığımız için buraya geldin bunun bir parçası olarak yaratıcılarımızın verimsiz olmalarını engelliyoruz.
لقد جئت إلى هنا لأننا نفعل ذلك أفضل منكم ، جزءٌ من هذا هو جعل مبدعيننا غير منتجين حتى يصبحوا كذلكَ حقاً

Sana gerçeği söyleyeceğim. buraya geldim çünkü parti çok sıkıcıydı.
الآن سأقول لكِ الحقيقة ، جئت إلى هنا لأني كنت مضجراً من الحفلة

Hayatımda bu güne kadar hiç önemli bir karar vermemiştim ve bu nedenle buraya geldim.
انا لم أقم أبدا باختيار حقيقي في حياتي ، لهذا جئت إلى هنا انا لم أقم أبدا باختيار حقيقي في حياتي ، لهذا جئت إلى هنا

Nihai bilginin arayışı içinde buraya geldim.
أنا جئت إلى هنا في السعي وراء المعرفة في نهاية المطاف.

Buraya iş için geldim, çapraz ateş arasında kalmaya değil.
لقد جئت إلى هنا للقيام بعمل وليس لأخدع من قبلكما

Ama sonra buraya gelip Yakup 5.16 gibi ayetleri öğrendim, günahlarımı birine itiraf edersem iyileşebileceğimi söylüyorlardı.
ثم جئت إلى هنا وتعلمت الآيات مثل جيمس 5: 16 التي قالت لي أنه إذا اعترفت بخطاياي لشخص ما

Buraya nasıl geldin? Buraya mı sürüyordun?
كيف جئت إلى هنا ؟

Buraya geldiğimden beri Bay Stewick bana soran oldu. - Tamam, bu nedenle bir tarihte gitti.
السيد ستيوارت يطلب منى الخروج معى منذ أن جئت إلى هنا

Buraya nasıl geldiğimi bilmiyorum, ve... bela da aramıyorum.
لا أعرف كيف جئت إلى هنا و أنا لا أبحث عن المشاكل

Dört yıl önce, buraya K2'ye tırmanma hayaliyle gelmiştim.
منذ أربع سنوات، جئت إلى هنا على أمل تحقيق حلمي بتسلق كاي 2.

Buraya her geldiğimde gerçekten gitmek istediğim başka neresi olabilir ki diye düşünürüm.
عندما جئت إلى هنا, فكرت أي مكان .ًأخر نريد أن نذهب اليه حقا

- Evet, belki öyledir. Ya da belki dün gece onun nerede tutulduğunu öğrendiniz ve buraya geldiniz.
أو ربّما ليلة أمس، عندما سمعت بالمكان الذي كان مُحتجزا فيه، جئت إلى هنا.

Ethne'e Harry'nin öldüğünü söylemeye mi geldin?
هل جئت إلى هنا لتخبر إيثني بأن هاري قد مات؟

Kim olduğunu biliyorum, ne olduğunu ve niye geldiğini.
اعرف من انت وما هي وضيفتك ولماذا جئت إلى هنا

Buraya kadar takip ettiğin kızla işi pişirdin mi yoksa?
هل قُمت بمضاجعت تلك الفتاة التي جئت إلى هنا لمُطاردتها؟

Buraya geldiğim günden beri herkes bırakmamı söylüyor.
منذ أن جئت إلى هنا, طلب مني الجميع الرحيل

Buraya gelmemin sebebi de temiz bir geleceği olmasını istemem.
وأنا جئت إلى هنا لأنني أردت أن أبدأ معه من جديد