- Muhammed ile konuşmaya geldim, nerede? | Open Subtitles | لقد جئت للتحدث إلى محمد أين هو ؟ هو في المسجد |
Ben sadece konuşmaya geldim. | Open Subtitles | بعض الناس يؤمنون، وأنا جئت للتحدث فحسب |
İlişkimiz hakkında konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لقد جئت للتحدث بشأن علاقتنا وحسب |
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama birliğinizin üyesi olan biriyle konuşmak için geldim. | Open Subtitles | أنا آسف لإزعاجك, أختاه لكني جئت للتحدث مع عضوٍ من مجتمعكم. |
Ben buraya, köyümün su sorunu için geldim. | Open Subtitles | جئت للتحدث عن مشكلة المياه للقرية |
Hayır, ben buraya sadece Vorenus ile konuşmaya gelmiştim. | Open Subtitles | . لا , أنا فقط جئت للتحدث مع فورينوس |
- Aslında, ben sizinle konuşmaya gelmiştim. - Benimle mi? | Open Subtitles | في الواقع، لقد جئت للتحدث إليك أنت! |
Janice Caldwell diye biri hakkında konuşmak için buradayım. | Open Subtitles | " جئت للتحدث عن " جانيس كودويل |
İş konuşmak için buradayım. | Open Subtitles | جئت للتحدث بالعمل |
Açıkçası seninle konuşmaya geldim Al, bunda kararlıyım. | Open Subtitles | - بصراحة يا (آل)، جئت للتحدث إليك ولا أريد أن يتشتت انتباهي |
Kyle'la konuşmaya geldim. | Open Subtitles | جئت للتحدث مع كايل |
Ben sadece...konuşmaya geldim. | Open Subtitles | .أنا. جئت للتحدث فقط |
konuşmaya geldim | Open Subtitles | جئت للتحدث إليكم عن هذا |
Buraya çocuklarımızdan konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لكنني جئت للتحدث بشأن أبنائنا |
Patronunla konuşmak için geldim. | Open Subtitles | هناللتحدثمعك"آليسون" جئت للتحدث مع مديرك |
Ben seninle konuşmak için geldim. | Open Subtitles | في الواقع، جئت للتحدث معك. |
Kent'le konuşmaya gelmiştim. | Open Subtitles | (لقد جئت للتحدث مع (كينت |