| -NCIS. Soruşturmayı devralmak için Washington'dan geldik. | Open Subtitles | لقد جئنا من واشنطن لكي نتولي التحقيق |
| Bugün bize sunabileceğiniz başka bir öneriniz var mı? Uzun yoldan geldik. | Open Subtitles | هل لديكم أي شئ آخر لتقدموه لقد جئنا من مسافة بعيدة |
| - Senin onayını almaya geldik anne. | Open Subtitles | جئنا من أجل الحصول علي مباركتك يا أمي |
| Karımla ben tek günlüğüne Hamptons'tan geldik. | Open Subtitles | الزوجة وأنا جئنا من هامبتونز" فقط لليوم" |
| Ama işse, kabul et. Buraya onun için geldik. | Open Subtitles | لكن لو كانت وظيفة، فلتبقيها إنها ما جئنا من أجله هنا |
| Zaten buraya gelme nedenimizi ele geçiremememiz yeterince kötü. | Open Subtitles | فالأمر سيء بما فيه الكفاية ولم نحصل على ما جئنا من أجله |
| Ama hala ekrandayız Hala ekrandayız herkes rock yapıyor herkes rock yapıyor ve biz Horace Green'den geliyoruz | Open Subtitles | لكنّنا ما زلنا على الشاشة لكنّنا ما زلنا على الشاشة الجميع يعزف الروك الجميع يعزف الروك ونحن جئنا من هوراس الخضراء جئنا من هوراس الخضراء |
| Buraya görevimizi yapmaya geldik... - ve yapacağız da. | Open Subtitles | جئنا من بعيد إلى هنا لنؤدي عملنا ، وسنؤديه |
| Almaya geldiğimiz şeyi alalım. | Open Subtitles | لنحصل علي ما جئنا من اجله الى هنا |
| Doğum gününü kaçıramazdım. Taa Washington'dan geldik. | Open Subtitles | لم أكن لأفوت عيد ميلادك (جئنا من (واشنطن |
| Babam ölüm döşeğinde olduğu için Barcelona'dan geldik. | Open Subtitles | جئنا من (برشلونة) لأن والدي يحتضر |
| - Bu arada, Albay uzun yoldan geldik, elimiz boş dönmek ayıp olur. | Open Subtitles | في الوقت الحالي كولونيل، جئنا من بعيد سيكون عاراً علينا لو رحلنا بيدين فارغتين |
| Annemi ziyaret etmek için gerçekten çok uzun bir yoldan geldik. | Open Subtitles | لقد جئنا من مكان بعيد لزيارتها. |
| "Camdan ayakkabını almaya geldik." | Open Subtitles | جئنا من اجلكن ايتها النعال الزجاجية |
| Bayan Haru, sizi almaya geldik. | Open Subtitles | آنسة "هارو"،لقد جئنا من أجلك |
| Neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz? Güzel zaman geçirmek için Kings Park'tan geldik. | Open Subtitles | جئنا من متنزه "كينغ" بحثاً عن المرح |
| Söyle ona, bu kadar yolu erkeğine saygımızı sunmak için geldik, çok yorgunuz. | Open Subtitles | قولي لها أننا جئنا من مكان بعيد لتقديم الواجب لهذا الرجل نحن متعبان جداً قولي لها أننا سنستأجر غرفة لليلة |
| Yani demek istediğin buraya gelme amacımızı yerine getirmeyeceğimiz mi? | Open Subtitles | تعني الآن أن تخبرني أننا لن نفعل ما جئنا من أجله؟ |
| Doğru, biz Shansi'den geliyoruz. | Open Subtitles | كذلك؟ صحيح جئنا من -شانسى |
| Pekala. Ticaret yapmaya geldik. Yalnız burada olmaz. | Open Subtitles | هذا صحيح لقد جئنا من أجل مقايضة و لكن ليس هنا |
| - Almaya geldiğimiz şeyi aldık! - Hepsini değil. | Open Subtitles | لقد حصلنا على ما جئنا إليه - ليس كل شيء جئنا من أجله |
| Sanırım 11 yaşlarındaydım Avrupa'dan yeni gelmiştik. | Open Subtitles | أعتقد أني كنت في الحادية عشر عندما جئنا من أوروبا0 |
| Buraya yapmak için geldiğimiz şey uğruna bazılarımız fedakarlıklar yaptı. | Open Subtitles | بعضنا قدم تضحيات، من أجل تنفيذ ما جئنا من أجله. |