geldiler, kaldılar ve beraber çalışmak için yollar buldular. Ve şehirden şehire ve şehirler arası organizasyonlar ile hala da buluyorlar. | TED | جائوا و بقوا و وجدوا طرق و لازالوا يجدون طرق للعمل معاً مدينة لمدينة و خلال منظمات بين المدن |
Yaralı bir askeri taşıyorduk efendim. Çok hızlı geldiler, zaman bulamadık, efendim. | Open Subtitles | كنا نحاول اخرج رجلا جريحا لكنهم جائوا باسرع مما توقعت |
Neden yuhalamak için geldiler ki? | Open Subtitles | لماذا جائوا لحفلنا فقط لكيّ يسخروا منّا؟ |
Arılar! Tepelerden yiyecek için geliyorlar! | Open Subtitles | الأشباح, لقد جائوا من التلال من أجل الحصاد |
Hiç böyle bir şeyin aklıma geleceğini düşünmemiştim, ama internet arkadaşlık sitesi Match.com, üç yıl önce gelip bana bu soruyu sordu. | TED | أنا أبدا ، لم افكر في هذا الاعتقاد، لكن موقع ماتش دوت كوم للمواعدة، قبل ثلاث سنوات جائوا وسألوني هذا السؤال. |
Okuluma bela aramaya gelen zavallı ruh için büyük bir acıma duygusu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بغصّة من الشفقة تجاه هؤلاء المساكين الذي جائوا لمدرستي بحثًا عن المتاعب |
Rahip ve karısı... gelecek hafta kilisedeki partiye davet etmeye gelmişler, David. | Open Subtitles | القسّ وزوجته... جائوا لدعوتنا إلى اجتماع في قاعة الكنيسة الإسبوع القادم، ديفيد. |
Adeta dünyaya onları insanlara yönlendiren bir refleksle gelmiş gibiler, fakat bunun hiç çekiş gücü yok. | TED | وكأنهم جائوا إلى هذا العالم برد فعل يكيفهم مع البشر, ولكن ليس لديه قوة للاستمرار. |
Peşimizden gelirlerse kaçacak yerimiz yok. | Open Subtitles | إن جائوا إلينا فلا يوجد لدينامكانكى نذهبله. |
Efendim, Karan ve Arjun bu köye geldiler. | Open Subtitles | السيد، كاران وآرجان جائوا إلى هذه القرية |
Büyürken hem babam hem de büyük babam Oz'a geldiler. | Open Subtitles | عندما كنت مُراهقاً أبي وجدي كلاهما جائوا إلى أوز |
Bu çocuklar buraya Globetrotters'ın kazandığını görmeye geldiler. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفال جائوا إلى هنا لمشاهدة فوز غلوبيتروتيرس |
Mültecilerle birlikte geldiler, bu yüzden kimse nereli olduklarını bilmiyor. | Open Subtitles | إنهم جائوا مع اللاجئين, لذا لا يعرف أحد من أين هم |
Bütün ülke, bütün Brezilya'lılar bugünkü maça odaklı ve maçı ilemek için bir araya geldiler... | Open Subtitles | الامة بحالها ستصمت هذا اليوم كما هو حال كل برازيلي من كل انحاء العالم جائوا معا لمتابعة المباراة العظيمة |
Okula geldiler, çünkü gelmezlerse İsa'nın onları da öldüreceğinden korkuyorlar. | Open Subtitles | جائوا إلى المدرسة ظننا ً منهم .. بأنهم إذا لم يأتون ، ـمن المحتمل أن يقتلهم المسيح . هم أيضا ً |
Mavi ispanyollar, bir gece kalmak için geldiler... ve Cadurci'ye doğru gittiler. | Open Subtitles | الأسبان الزرق جائوا لليلو واحدة ثم رحلوا إلي جزر كادورشي |
Bu herifler otoyol yapmak için geliyorlar ve şimdi telefonlarımızı istiyorlar. | Open Subtitles | أولئك الأشخاص جائوا ليبنوا طريق سريع -والآن يريدون هواتفنا؟ -حسنُ، أظنه سينجح |
Doktorlar sabah gelip şok vermiş olmasınlar? | Open Subtitles | أعتقد ان موظّفي الإسعاف جائوا وحاولوا اسعافه |
- bu ülkeye kaçarak gelen aşırı dincileri temsil eden bir adam. Whoo! | Open Subtitles | الذين يحمون كل متطرفي الدين الذين جائوا من كل بلد لكن لأن هناك در فعل عنيف خلف كل تصرف عدالة |
Arazide yaşayan aileler iyi dileklerini sunmak için gelmişler. | Open Subtitles | العائلات التي تعيش على الأرض جائوا ليتمنّوا لنا الخير |
Evet, bir çoğu bir kaç iyi hareket öğrenmeye gelmiş... ve sonra yaylanıyorlar. | Open Subtitles | نعم، معظم هؤلاء جائوا ليتعلموا فقط بعض الحركات الجيدة ثم يرحلوا |
Benim peşimden gelirlerse doğruca yetkililere gideceğimi biliyorlar. | Open Subtitles | يعرفون، إنّهم إن جائوا ورائي فسأذهب إلى السلطات |
Kral George'un adama ihtiyacı vardı, nereden geldikleri o kadar da önemli değildi. | Open Subtitles | والملك "جورج" إحتاج العديد من الرجال الذين يحترموة من حيث جائوا |
Buraya hikayeyi incelemeye gelmişlerdi. | Open Subtitles | لقد جائوا ليتاْكدوا من القصص |
Facebook sayfamda Meydan'a gelenlerin hikayelerini yazmaya başladım. Sizi de yazmak isterim. | Open Subtitles | بدأت بكتابة القصص على صفحتي في الفيسبوك عن الناس الذين جائوا للميدان |