Ne zaman insanlar nadir olan bir şeye erişim sağlamaktan yararlanıyorsa bu yolsuzluğu çekici kılıyor. | TED | انظروا، كلما تدافع الناس على الوصول إلى شيء ما نادر، كلما كان الفساد أكثر جاذبيّة. |
Çocuklar babanız önemli bir ameliyat geçirdi ve artık annenize çok çekici gelecek. | Open Subtitles | يا أطفالي والدكم خضع لعمليّة حتىّ يكون أكثر جاذبيّة عند والدتكم |
Sanırım 15 yaşındaki bir çocuğa bana geldiğinden daha çekici geliyor. | Open Subtitles | أظنّ أن لذلك جاذبيّة مُختلِفة بالنسبة لفتى عمره 15 عام مما هو بالنسبة لي |
Oldukça şık olmanın cazibesini de ekledi. | Open Subtitles | أضافت جاذبيّة لكونها أنيقة |
Kalıntılar yerçekiminin etkisiyle biraraya gelmiş ve bir erken evre ay diski oluşturmuştur. | Open Subtitles | سحبت قوى جاذبيّة الحطام ليصبح على شكل قرص قمريّ أوليّ. |
Gücün cazibesi. | Open Subtitles | نعم. جاذبيّة السُلطة. |
Ancak kısa süre sonra cismin yerçekimsel serbest düşüş eğrisi çizmediğini fark ettik. | Open Subtitles | على أيّة حال، اكتشفنا قريباً أنّ الهدف، لم يكن يسير تبعاً لمنحنى جاذبيّة عشوائي |
Güpegündüz sarhoş oluyorsun. Bu halinin en çekici halin olduğunu söyleyemeyeceğim. | Open Subtitles | حسنٌ، إنّكَ ثملٌ نهاراً، وهذا ليس مُؤشّراً لمظهركَ الأكثر جاذبيّة |
Ve aklında bulunsun, evet dersen seni daha az çekici bulacağım. | Open Subtitles | وضع في إعتبارك، لو قلت نعم، فسأجدك أقلّ جاذبيّة. |
Bence sen harika birisin. Cesursun, eğlencelisin. Gördüğüm en çekici adam olabileceğinden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | إنّك جسور وظريف، ولا سيّما ربّما أكثر رجل جاذبيّة التقيته قطّ. |
Bir dahaki sefere sol tarafıma odaklan. Çok daha çekici görünürüm. | Open Subtitles | ركّزي مستقبلًا على جانبي الأيسر، فهو أكثر جاذبيّة بمراحل. |
Sizce, Clarissa benden daha mı çekici? | Open Subtitles | آآ ، هل تعتقدون أن " كلاريسا " تفوقني جاذبيّة ؟ |
Bikmak usanmak bilmeden beynini çalistirip birinin iyi düsünülmüs planini çözüsünün ne kadar çekici oldugunu unutmusum. | Open Subtitles | -لقد نسيتُ مدى جاذبيّة هذا ، إفشال القرادة عديم الشفقة الذي يضع خططاً جيّدة. |
En çekici benim, yani böyle daha kolay. | Open Subtitles | إنّي الأكثر جاذبيّة والأسهل منالًا. |
Jamie, eski sevgilisini unutamadığını düşünüyor. Bu da onu daha çekici kılıyor. | Open Subtitles | تعتقد (جَيمي) بأنّه لم يتخطّ خليلته السابقة، ممّا يجعله أكثر جاذبيّة في نظري |
Bunlar daha çekici. | Open Subtitles | هؤلاء أكثر جاذبيّة |
Oldukça şık olmanın cazibesini de ekledi. | Open Subtitles | أضافت جاذبيّة لكونها أنيقة |
- Fikir cazibesini kaybediyor ama... | Open Subtitles | - بدأت جاذبيّة الفكرة تتلاشى، لكن .. |
Cevabı bulmak için kuantum yerçekiminin kurallarına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لا نعرف الجواب ، نحتاج إلى قوانين جاذبيّة الكمّ لاكتشاف الجواب |
Dünya yerçekiminin yüzde 130'u. | Open Subtitles | -نسبة الجاذبيّة 130% مِنْ جاذبيّة "الأرض " |
Gücün cazibesi. | Open Subtitles | نعم. جاذبيّة السُلطة. |
Gezegenin yerçekimsel alanında büyük bir dalgalanma var. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}إن مجال جاذبيّة .الكوكب يتقلّب بشدّة |
Ve evrenin dokusundaki bu bükülme kütleçekimi olarak hissettiğimiz etkiyi doğuruyor. | Open Subtitles | وهذا التشوّه بنسيج الكون يخلقُ تأثيراً نستعشرهُ كـ"جاذبيّة". |