"جارتها" - Translation from Arabic to Turkish

• komşusu
• komşusunu
• komşusunun
• komşusuyum
• komşusuyla

Haiti de, yaklaşık aynı sayıda nüfusa sahip komşusu Dominik Cumhuriyeti'ne kıyasla karanlık.
هايتي هي أيضا مظلمة ، بالمقارنة مع جارتها هنا ، جمهورية الدومينيكان ، التي لديها حوالي نفس العدد من السكان.

Onu görmeye gittiğimde beni hemşire ya da komşusu zanneder.
عندما أذهب لرؤيتها، تعتقد بأنني ممرضة أو جارتها

komşusu sersemlemiş halde bulmuş. Göz bebekleri genişlemiş.
جارتها وجدتها مترنِّحة مع اتساع في حدقة العين

Birisinin onun komşusunu öldürdüğü ve onun da olay sırasında içeri girdiği açık değil mi?
أليس من الواضح أن أحدهم قتل جارتها و جاءت هي وقت حدوث هذا؟

Ya onu ikna edemezsen ve Henry'e gidip CIA'den yeni sarışın komşusunu anlatırsa?
ولو لم تستطيعي اقناعها وذهبت لهنري واخبرته عن جارتها الشقراء التي تعمل في المخابرات ؟

Neden mi? Çünkü hiçbir ulus komşusunun saldırmak üzere olup olmadığını kesin olarak bilmiyor.
لماذا؟ لأن لايمكن لأي أمة ان تعرف على وجه اليقين ما إذا كانت جارتها على وشك الهجوم.

Polisler birisini, komşusunun penceresinden girerken yakalamış.
إعتقلت الشرطة الرجل الذي عبر من نافذة جارتها..

'Ben komşusuyum. Onun için bir şeyler almaya geldim sadece.
أنا جارتها ، لقد جئت لأخذ بعض الأشياء من أجلها ..

komşusu böyle bir izlenime kapılmış.
يبدو أن جارتها كان عندها انطباع أنّك فعلتها.

komşusu kapıyı açık görünce polise haber vermiş.
لقد إتصلتْ بهم جارتها عندما لاحظت بأنَّ باب منزِلها مفتوحٌ على مصراعيه

komşusu bulduğu için çok şanslı.
كّلا. هي محظوظة لأنّ جارتها عثَرَت عليها.

Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki, onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı.
إن أحد هذه الأعمال، في الحقيقة، لم يرقى لمستوى تطلعاتها، فألقت به في سلة المهملات التي بمرسمها، فقامت جارتها بأخذه لأنها لاحظت قيمة ذلك العمل.

Dünya Savaşı'nın başında, İsveç savaşın ayırdığı komşusu Finlandiya'ya, evsiz Finli çocukları İsveçli ailelerin yanına geçici olarak yerleştirerek yardım etmek istedi.
جارتها فنلندا الضعيفة وذلك ... بعرض أطفالها إلى السويديين كمعيشة مؤقته مع الأسر السويدية

Kendine bir iş bulabilmek için komşusunu kullanan kadın.
أشخاص ودودين بأعمال مخفية." "المرأة التي تستخدم جارتها .للحصولعلىعمل ."

Çünkü sıkıntıda olan bir komşusunu farketmiştir.
لأنها اكتشفت أن جارتها في مشكلة

Yaşlı bayan komşusunu uyanık tutmak gibi.
تبقي جارتها كبيرة السن مستيقظة

Her ağaç, komşusunun alanına saygılı.
يبدو أن كل شجرة تحترم مكان جارتها

- Ana, komşusunun ziline basıp özellikle çantayı kaybettim demişti, çalındı değil.
عدى عن أن " آنا " قرعت جرس جارتها وأخبرتها بالتحديد أنها فقدت الحقيبة وليس أنها مفقودة

Leah Vaughn, onun komşusuyum. O iyi mi?
انا ليا فان جارتها هل هي بخير؟

- Hayır, komşusuyum.
لا,انا... . انا جارتها فقط

Bunu komşusuyla saklambaç oynayan bir kadın mı söylüyor?
هذا من امرأة الذي يلعب نظرة خاطفة صوت بوو مع جارتها.