Jasmine'i bulmak için böyle birinin yardım etmesine inanmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب التصديق أن الشخص الوحيد القادر على مساعدتنا في ايجاد جازمين موجود هنا |
Jasmine'e arkdaşlarımın ne kadar saygıdeğer bir çift olduğunu gösterme fırsatım olacak | Open Subtitles | لأري جازمين أن أصدقائي أزواج محترمون |
Benim önümde Jasmine'le öpüşmek için öylemi? | Open Subtitles | وكان يجب عليك أن تقبل جازمين أمامي - حقا؟ |
Küçük kız kardeşim Jazmine'in nişan partisine geliyor. | Open Subtitles | (هي قادمة من اجل حفلة خطوبة اختي الصغرة (جازمين |
Yani bu hafta annem, Jazmine ve ben olacağım. | Open Subtitles | لذا نهاية الاسبوع سيكون هناك امي و(جازمين) وانا |
Kahve masasının sivri köşelerine koruma gerekiyor ve bütün sivri uçlu cisimleri Yasmine'in ulaşabileceği yerlerden uzak tut, tamam mı? | Open Subtitles | ما زلت بحاجة إلى حاميات زوايا لطاولة القهوة ودعي جميع الأغراض الحادة بعيداً عن متناول (جازمين) حسناً؟ |
Tüm bunlar nasıl oldu da benim suçum oldu acaba? Sence de babalık testi konusunu açınca Jasmine'in kızması şüphe uyandırmıyor mu? | Open Subtitles | حسناً ، لا أعلم أين خطأي بالضبط بين كل ذلك ، لكن ألا تعتقد بأن ذلك مشبوهاً بأن (جازمين) إرتعبت بشأن الفحص |
Dinle, yapman gereken şeyler. Jasmine'le konuşup kendisi burada değilken Jabbar'ın kiminle kalacağına tek taraflı karar verme hakkının olmadığını söylemelisin. | Open Subtitles | لكن إستمع ، من هنا يجب عليك البدأ بالذهاب للتحدث مع (جازمين) و إخبارها بأن ليس من حقها إتخاذ قرار فردي |
Jasmine, bir Braverman'la evlenerek gafil avlanan en son kişi olarak... | Open Subtitles | إذن يا (جازمين) سأكون مقصراً في واجباتي حيال الإرتباط بآل (بريفرمن) |
Pardon tabiki arkadaşlar bu Jasmine | Open Subtitles | بالطبع جماعة، هذه جازمين |
Konuşmak istediğin bir şey vardı. Şuna bak. Jasmine'den. | Open Subtitles | تفقد هذا, انه من (جازمين) الراقصه منذ خمس سنوات |
Zira eksik olma, hayatımı nasıl şekillendireceğimi söylediğin için Jasmine hıyarın teki olduğumu ve Jabbar'ın yanına bir daha yaklaşmamı söyledi. | Open Subtitles | لأن ، شكراً لكِ لأنكِ قلتِ لي كيف سأعيش حياتي (جازمين) الآن تعتقد بأنني أحمق و لا تريدني أن أقترب من (جبار) بعد الآن |
- Jasmine bu konuya ne diyor? - Bilmiyorum. | Open Subtitles | -حسناً ، ما الذي تفكر به (جازمين) بشأن كل ذلك ؟ |
Bak, gitmek istiyorsan Jasmine'i ara ve senin de katkıda bulunmak istediğini söyle. | Open Subtitles | إستمع ، إذا كنت ترغب بأن تكون هناك فقط كما تعلم إترك لـ(جازمين) مكالمة و قل لها بأنك تريد بأن تكون جزئاً من الحفلة |
Jasmine'i ara ve senin de "olaya girmek" istediğini söyle. | Open Subtitles | يجب عليك بأن تتصل بـ(جازمين) و أن تقول لها بأنك تريد مشاركتها بذلك |
"Crosby, ben Jasmine. "Hamileyim. | Open Subtitles | مرحباً (كروزبي) أنا (جازمين) إنني حامل ، عاود الإتصال بي |
Anneme yaptıklarından sonra Jasmine için bana tavsiyeler vermen çok küstahça. | Open Subtitles | أتعلم بأن لديك الكثير من الوقاحة لتنصحني بشأن (جازمين) بعد الذي فعلته بأمي |
Tüm yaz boyunca New York yollarında kendimi paraladıktan sonra Jasmine ve Jabbar beni ziyarete geliyorlar! | Open Subtitles | بعد قتل نفسي طوال الصيف بالسفر ذهاباً و إياباً إلى (نيويورك) (جازمين) و (جبار) سيزوراني |
İkinizi Jazmine'nin en iyi arkadaşı Heidi ve onun gerçek kardeşi Hayley'nin yanına oturtacağım. | Open Subtitles | وسوف اضع لكما مقعدا بجانب مقعد افضل (صديقتي (جازمين) الاولى اسمها (هايدي (واختها غير الحقيقية (هيلي |
Nişan partisinde Jazmine'nin arkadaşlarıyla geçinmenin yolunu buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت حل للمضي قدماً في علاقتنا مع (اصدقاء (جازمين في حفلة الخطوبة |
Bize o kadarı da yeter, tatlım. Yasmine'in tabağı da burada işte. | Open Subtitles | هذا كلّ ما نحتاج إليه يا فتاة وهذا طبق (جازمين) هنا |