| BYOB. Eh, sınıf, sizi rahatça yalnız bıraka biliryorum Çünkü içinizde bir casusum var. | Open Subtitles | حسناً يا طلاب, لا مانع لدي بترككم لأن أحدكم جاسوسي |
| - Onların bu işle bir ilgisi yok. - casusum tam tersini söylüyor. | Open Subtitles | ليس لهم أي صلة بهذا الامر- جاسوسي يخبرني خلاف ذلك- |
| Gemideki casusum, Michael. | Open Subtitles | جاسوسي على القارب هو مايكل |
| Belki de bu bir çeşit casusluk olayıydı ve Ana bu olayın bağlantısı içinde entrika çeviren-- | Open Subtitles | ربما هناك تآمر جاسوسي و " آنا " وجدت طريقها ما بين شبكة من الـ |
| - Bana casusluk yapacaksın. - casusluk mu? | Open Subtitles | سوف تكون جاسوسي - جاسوس ؟ |
| Çünkü o benim casusumdu. | Open Subtitles | {\fnTraditional Arabic\fs36\b1}لأنه كان جاسوسي |
| - Yani? Yani, benim Hood'un kampındaki casusumdu. | Open Subtitles | -لذا، هو كان جاسوسي في معسكر هود |
| Gemideki casusum, Michael. | Open Subtitles | جاسوسي بالناقلة هو (مايكل) |
| Benim casusum mu? | Open Subtitles | جاسوسي ؟ |
| casusum onu takip ediyor. | Open Subtitles | جاسوسي يتبعه. |
| Bu casusluk filmi olacak. | Open Subtitles | هذا سيكون... فلم جاسوسي |