Ama onun yükselişi, ağaçlarla *Hz. Davud ve Golyat savaşı gibi olabilirdi. | Open Subtitles | ولكن صعوده سيكون معركة داوود و جالوت مع الأشجار. |
Bu arada, fark etmiş olabilirsin ki onca ayırt edici özelliğine rağmen sana Yara, Kuşak, ya da Golyat gibi bir isim vermedim. | Open Subtitles | بالمناسبة، قد تلاحظ أنه على الرغم من العديد من السمات المميزة، أنا لم أعطيك اسم مثل الندبة أو الشريط أو جالوت. |
Davut ve Golyat sonu nasıl bitmişti, hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | "ديفيد" ضد "جالوت" هل تذُكر كيف كانت النهاية؟ |
Calut, İsrailli dostlarımızdan biriyle tanıştırayım seni. | Open Subtitles | (جالوت)، أود أن تقابل أحد أصدقائنا الإسرائليين |
Calut'un bilgisayarında ondan gelen bir e-posta varmış. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك بريد إلكتروني منه إلى حاسوب (جالوت) |
Goliath o dönemdeki akranlarından çok daha uzundu ve genellikle biri normalden o kadar uzak olduğunda, onun bir açıklaması olur. | TED | فرأس وكتفىَ جالوت أعلى من أقرانه في ذلك العصر، وغالبا عندما يكون هناك شخص فوق العادة لهذه الدرجة، هناك تفسير لذلك. |
Golyat'ta işe yaramıştı ve şimdi de yarayacak. | Open Subtitles | انها نجحت مع جالوت , وهى ستنجح الآن |
Sanırım Golyat'ı Ralph durduracak. | Open Subtitles | حسناً، أظن الأمر يعود لـ(رالف) لإيقاف (جالوت) |
Golyat 2 bunun cezasını çekecek! | Open Subtitles | {\pos(192,50)} [.رالف (جالوت الثاني) سيدفع الثمن حتماً |
Senden korkmuyorum, Golyat. Önceleri kibirliydim. | Open Subtitles | لست خائفاً منّك يا (جالوت)، قبل هذا كنت متعجرفاً |
Korkunç Golyat bir daha hükmedemeyecek! | Open Subtitles | الحاكم الظالم (جالوت)، لن يحكمكم بعد الآن |
Golyat, Gazze'den gelmiştir. | Open Subtitles | جالوت اتى من غزة |
Hz. Davut onun Golyat'tan nefret ettiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | اعتقد داوود أنه يكره جالوت. |
Fakat Golyat öldü. Kendi ellerimle hakladım. | Open Subtitles | لكن (جالوت) ميت، لقد قتلته بنفسي |
Hayır, onun oğlu, Golyat 2. | Open Subtitles | كلاّ، لقد كان ابنه (جالوت الثاني) |
20 milyon istiyor ama Calut'un vermek istediği fiyat- 15. | Open Subtitles | هو يطلب 20 مليونا سعرا لها، لكن (جالوت).. |
Calut'un dosyasını veri bankasına yüklüyorum patron. | Open Subtitles | حمّلت ملف (جالوت) إلى قاعدة البيانات أيّها الرئيس |
Calut haklı patron. Kuzey Kore'ye bir baktım da. | Open Subtitles | أتعلمن (جالوت) محق أيّها الرئيس (إيران)، (كوريا الشمالية) |
Davut Calut'la savaştı ve kazandı. | Open Subtitles | داوود حارب جالوت وانتصر |
Kocaman bir dev adı da Calut'muş. | Open Subtitles | عملاق ضخم اسمه (جولاياث) (=جالوت) |
- Alınma Calut. | Open Subtitles | لا تأخد الأمر بشكل شخصي يا (جالوت) |
Goliath kolay bir hedef. Hiçbir şansı yok. | TED | جالوت كان كالبطة الجالسة. لم يكن لديه فرصة للنّجاة. |