Şimdi de, sizlere yeni ve geliştirilmiş Tatlı Randi Jenkins'i takdim ediyorum. | Open Subtitles | والآن أقدم لكم راندي جانكيز والمحسَّنة |
- Biz sadece Jenkins için bir referans hattı kurmaya çalışıyorduk. | Open Subtitles | نحن كُنّا نحاول تأسيس، خطوط مُقانة لـ(جانكيز). |
- Onu Jenkins'le konuşturmak için. | Open Subtitles | -أحضروها لتتحدث إلى (جانكيز). -بالتأكيد لا. |
Changez, ben bir gazeteciyim. Önyargılı kavramlardan kaçınmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | (جانكيز) أنا صحفي، عمومًا نحن نحاول تجنب النظريات المسبقة. |
Peki söyle bana Changez, neden Amerika'ya gelmek istedin? | Open Subtitles | إذن أخبرني يا (جانكيز) لمَ أردت القدوم إلى (أمريكا)؟ |
'Changez, üstüme bir burka at...' 've kolej diplomama el koy, annenin yanına beni eve götür." | Open Subtitles | "جانكيز)، ضع البرقع على وجهي، وصادر) شهادتي الجامعية وخذني للمنزل إلى أمي" |
Cengiz Han bile Gibbs'le başa çıkamazdı. | Open Subtitles | (جانكيز خان) لا يستطيع التعامل مع (غيبز). |
İçeride kalıp Er Jenkins'in sözünden çıkmayın, tamam mı? | Open Subtitles | -ابق بالداخل واستمع لـ(برايفيت جانكيز)، حسنًا؟ |
Ben Wade. Bay Jenkins'layım. | Open Subtitles | هنا (ويد)، أنا مع السيد (جانكيز) |
Bu adam, her hafta Jenkins'in suçlarıyla alakalı iğrenç grafik çizimleri yolluyor. | Open Subtitles | كل أسبوع يُرسل ذلك الشخص صور مرسومة مُقززة عن الجرائم التى قام بها (جانكيز)... |
- Ve sonra, aniden Jenkins'in suç serisi tekrar baştan olmaya başladı. | Open Subtitles | مرح جرائم (جانكيز) عاد للظهور مُجدداً |
Jenkins ona talimat veriyordu. | Open Subtitles | (جانكيز) كان يزوده بالمعلومات. |
Adı Jenkins dedin. | Open Subtitles | (لقد أشرتي بأن اسمه كان (جانكيز |
Bay Jenkins hatta. | Open Subtitles | لدي السيد (جانكيز) على الهاتف |
Sadece masum bir seyirci isen, Changez, neden saklanıyordun? | Open Subtitles | إن كنت مجرد شاهد بريء يا (جانكيز)، فلماذا كنت تختبئ؟ |
Seni hastaneye götürmeliyiz. Changez, onlar amcana mı saldırdı? | Open Subtitles | -يجب علينا بأخذك للمستشفى ـ (جانكيز) لقد هاجموا عمّك |
Bak, Changez, tahliye ekibi buraya doğru yolda. | Open Subtitles | أسمع (جانكيز)، ثمة فريق خاصة في طريفه إلى هُنا. |
Yerel istihbarat Changez'in Fazil'i reddettiğini doğruladı. | Open Subtitles | الإستخبارات المحلية تؤكد أن (جانكيز) رفض (فاضل). |
Changez, firmamızdaki mali analist pozisyonu... tüm dünyada en çok aranan işlerden biridir. | Open Subtitles | ( جانكيز)، إن منصب المحلل المالي بشركتنا... هي أحد أكثر الأعمال المطلوبة في العالم كله |
Sigorta satıcısı olmak ister misin? , Changez? | Open Subtitles | أتود أن تكون موظف تأمين يا (جانكيز)؟ |
Şu Doktor Khan da Cengiz Han gibi oldu başımıza. | Open Subtitles | خان جانكيز اصبحت |
Tristan'a göre Cengiz Han'ın işkence danışmanıymış. | Open Subtitles | وفقًا لـ (تريستن)، فقد كان مستشار التعذيب لـ (جانكيز خان). |