| Soğuk Savaş'ın en belirgin simgesi, Berlin Duvarı. | Open Subtitles | المعنى الحقيقي للحرب الباردة، جدار برلين |
| Nihayet, Berlin Duvarı'nın yıkılması kadar şaşırtıcı bir haber, 18 yaş altı lakros takımımız | Open Subtitles | واخيرا وفي خبر صاعق مثل سقوط جدار برلين فريقنا تحت 18 سنة |
| Gratel'i Berlin Duvarı gibi dağıtacaksın yani. | Open Subtitles | ياإلهي أنت تقوم بدك جريتا كما لو كانت جدار برلين |
| Pekala, çok işimiz var. Berlin duvarının yıkılması gibi bu. | Open Subtitles | حسنا ، هيا للأسفل هذا يشبه سقوط جدار برلين |
| Belki buna Berlin duvarının yıkılışı gibi bakabiliriz insanları iki parçaya ayıran ve yıkılarak ilerdeki iletişim için yeni bir kapı açılan. | TED | ربما يمكن أن ننظر إلى ذلك كأنه أكثر قرباً لسقوط جدار برلين, حيث الانقسام الذي فصل بين نوعين من الناس قد أنهار وفتح الباب نحو مزيد من التواصل. |
| Ben oraya vardıktan birkaç gün sonra Duvar çok hızlı bir şekilde yükseldi ve insanlar kaçamadı. | Open Subtitles | وخلال ايام ارتفع جدار برلين ولم يتمكن الناس من الفرار |
| Berlin Duvarı böyle yıkıldı ve 12 Eylül'de bu yüzden daha fazla bina yıkılmadı. | Open Subtitles | إنها الطريقة التي سقط بها جدار برلين وهي السبب في عدم سقوط المزيد من الأبنية يوم الـ12 من سبتمبر. |
| Eğer doğruysa Başkan Grant ve Razani Berlin Duvarı'nın yıkılışından bu yana en önemli barış anlaşmasına imza atmış olacaklar. | Open Subtitles | إن كان صحيحاً, الرئيس غرانت و رزاني سيقومون بالتوقيع على اكبر دَفعة للسلام منذ سقوط جدار برلين |
| Berlin Duvarı'nın yıkılışı, gerçekleşmeyebilirdi. | TED | ربما ما كان ليحدث سقوط جدار برلين. |
| Benim kutsal eylemlerim yürürlükten kaldırmayı, kadınların oy hakkını aramasını, insan hakları hareketini, Normandiya Çıkarması'nı, Berlin Duvarı'nın yıkımını içeriyor. | TED | وتتضمن دعوتي قائمة من الأعمال المقدسة مثل إلغاء حق المرأة في التصويت، وحركة الحقوق المدنية، وهبوط الحلفاء في نورماندي، وسقوط جدار برلين. |
| Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra, Donanma bu sistemleri ne duyabileceklerini görmek için, balina biyo-akustik bilimcileri için uygun hale getirdi. | TED | وبعد سقوط جدار برلين .. سمحت البحرية ان يستخدم هذا النظام من قبل محللي اصوات الحيتان لكي يرون ان كان بالامكان الاستماع الى نداءاتهم |
| - Bebeği haber yap! - Berlin Duvarı konusunda da haklıydın. | Open Subtitles | تحدث عن الدمية - أنتي محقة بشأن جدار برلين - |
| "Bu gerçek Berlin Duvarı değildir." | Open Subtitles | *هذا ليس جدار برلين الحقيقي* *هذا الجدار مخصص للفيلم* |
| O zamanlarda Friedrichstrasse'de Berlin Duvarı'nın başlangıcını inşa ediyorlardı. | Open Subtitles | في ذلك الوقت كانت بداية بناء جدار برلين |
| Berlin Duvarı çöktüğünde benim savaşım da bitti. | Open Subtitles | لكن عندما سقط جدار برلين انتهت حربي |
| I. Dünya Savaşı'nın siper muharebelerinden yola çıktık, II. Dünya Savaşı'nda Maginot Hattı'na vardık, oradan da Soğuk Savaş dönemine Demir Perde'ye ve Berlin Duvarı'na ulaşıyoruz. | TED | ننتقل من حرب خنادق الحرب العالمية الأولى لحرب خطوط الماجينوت (تكتيك دفاعى فرنسى) فى الحرب العالمية الثانية، ومن ثم ننتقل للحرب الباردة، الستار الحديدى، جدار برلين. |
| Berlin Duvarı'nın Yıkılışı. | Open Subtitles | "{\fad(500,500)}{\pos(190,175)}" (( سقوط جدار برلين )) |
| Berlin duvarının yıkılmasından sonra Demir Perde`nin kasvetli bölgelerinde kasetlerimiz satılmaya başladı. | Open Subtitles | بعد سقوط جدار (برلين) بدأ الاقبال على سجلاتنا، بالجانب الكئيب من "الستار الحديدي". |
| Berlin duvarının yıkıldığı gün. | Open Subtitles | جدار برلين سوف ينزل |
| Ama Duvar yıkıldığı zaman doğru yolda olduğuma inancım sarsıldı. | Open Subtitles | ولكن بعد سقوط جدار برلين اصبح من الصعب التمسك بالقيم الشيوعية |