Sadece söylemek istediğim her şeyden önce, sana yalan söylemek zorunda olduğum için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أريد فقط أن أقول أكثر من أي شيء إنني متأسفٌ جداً لأنني كذبت عليك |
Oğluyla birlikte olduğum için çok mutluydu. | Open Subtitles | لقد كان بشكل واضح مبتهجاً جداً لأنني أواعد ابنه |
Şu anda hayatta olduğum için çok memnunum. | Open Subtitles | أنا سعيدة جداً لأنني على قيد الحياة الآن |
Seni orada bıraktığım için çok üzgünüm. Başka ne yapacağımı bilemedim, dostum. | Open Subtitles | آسف جداً لأنني تركتك لم أعرف ماذا أفعل غير ذلك يا صاح |
Kolay olmadığını biliyorum ama... bu işi aldığım için gerçekten çok mutluyum. | Open Subtitles | وأنا متأكده من انها ليست سهله ولكني سعيده جداً لأنني حصلت على الوظيفه |
Ve programınızda olduğum için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة جداً لأنني ببرنامجكِ. |
Burada olduğum için çok mutluyum. | TED | وأنا سعيدة جداً لأنني هنا. |
Seninle burada olduğum için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة جداً لأنني هنا معك. |
Burada olduğum için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدةٌ جداً لأنني هنا |
Burada olduğum için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة جداً لأنني هنا |
250 kiloluk filleri görmezden gelmeyi pek beceremediğimden ilişkimizi saçma sapan bir duruma getirdiğim için çok üzgünüm. | Open Subtitles | بما أنني غير بارعة بتجاهل الأمور الصعبة آسفة جداً لأنني جعلت الأمور غريبة بيننا |
Ve Mandi, Ben çok çok üzgünüm... erkek arkadaşının gay olduğunu söylediğim için. | Open Subtitles | وماندي، أَنا آسفة جداً لأنني أخبرتك بأن خليلَكَ كَانَ شاذ. |
Davet edilmediğim için gerçekten çok üzüldüm. | Open Subtitles | لقد حزنت جداً لأنني لم أتلق دعوة |
Seni aramadığım için gerçekten çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا حقاً آسفة جداً لأنني لم أتصل |