Bu şey o kadar gelişmiş ki, bununla çorba bile yapabilirim. | Open Subtitles | هذا الشيء متطور جداً لدرجة أنه يمكن أن أعد الشوربة بواسطته. |
Hafızası o kadar kötü ki, bir hafıza problemi olduğunu bile hatırlamıyor, bu inanılmaz. | TED | كانت ذاكرته سيئة جداً لدرجة أنه لم يتذكر أن لديه مشكلة في الذاكرة وهو أمر مدهش |
çok güce gereksinimi var. Ve o kadar akıllı ki, tümleşik bir enerji verimlilik planına sahip. | TED | ليبقي على هذه القوة. وذكي جداً لدرجة أنه يمتلك خطة كفاءة طاقة خاصة به. |
İlk dikkate değer hayran postamı aldım. Bir çocuk, Maymun Çocuğu çok sevip Maymun Çocuklu bir doğum günü pastası istemişti. | TED | وصلني أول قطعة مهمة من إيميل معجب حيث هذا الطفل أحب الولد القرد جداً لدرجة أنه أراد أن يحظى بكعكة ميلاد الولد القرد |
o kadar küçükler ki, eğer bu kumanda bir nanomateryal olsaydı, insan saçı bu odanın boyutunda olurdu. | TED | إنها صغيرة جداً لدرجة أنه لو كانت أداة التحكم هذه جزيئاً متناهي الصغر، فستكون الشعرة البشرية بحجم هذه الغرفة. |
Üçüncüsü, teknoloji o kadar esnektir ki aynı cihaz geniş bir yelpazedeki tıbbi durumları tespit etmede kullanılabilir. | TED | وثالثاً: تعتبر هذه التكنولوجيا مرنة جداً لدرجة أنه يمكن استخدام نفس الجهاز للكشف عن العديد من الحالات المرضية. |
Sistem o kadar sağlıklı ki suyu arıtıyor. | TED | فهذا النظام صحيٌ جداً لدرجة أنه ينقي المياه |
Fırtına o kadar şiddetliydiki hepimiz tamamen giyinmiş ve ekipmanlarımızı almış halde çadırın zeminine çadır rüzgarda dağdan uçup gitmesin diye uzanmıştık. | TED | وقد كانت العاصفة عاتيةٌ جداً لدرجة أنه توجب علينا الاستلقاء بكامل ملابسنا و معداتنا على أرضية الخيمة لكي نمنع الرياح من إقتلاعها |
o kadar kötüleşmişti ki, biraz fazla traş kremi bile kullansa, suçluluk duyuyordu. | Open Subtitles | ساءت حالته جداً لدرجة أنه كان يشعر بالذنب إذا استخدم الكثير من كريم الحلاقة |
o kadar sarhoştu ki şapkasını bile yere isabet ettiremezdi. | Open Subtitles | كان مخموراً جداً لدرجة أنه لن يستطيع ضرب الأرض بقبعته في ثلاث محاولات |
Bir çarpışma o kadar büyüktü ki, gezegenin diğer tarafındaki taşta şok dalgaları yarattı. | Open Subtitles | أصطدام واحد كان كبيراً جداً لدرجة أنه ترك موجات إهتزاز منقوشة على الصخر على الجانب الآخر من الكوكب |
o kadar çok çırpınmış ki... o kaymağı tereyağı haline getirmiş... ve yüzeye çıkıp kurtulmuş. | Open Subtitles | جاهد بقوة جداً لدرجة أنه في النهاية حول الكريم إلى الزبدة و زحف للخارج |
Brian, o kadar özel ki, bir yeri bile yok. | Open Subtitles | براين , هو حصري جداً لدرجة أنه لا يملك موقع حتى |
Anlaşılan makaleyi o kadar beğenmiş ki çocuklarına derginin kopyalarını gönderiyor. | Open Subtitles | يبدو أن المقال أعجبه جداً لدرجة أنه أرسل نسخة من المجلة لأولاده |
Anladığıma göre makale o kadar hoşuna gitmiş ki fazladan bir kaç dergiyi de çocuklarına gönderiyormuş. | Open Subtitles | يبدو أن المقال أعجبه جداً لدرجة أنه أرسل نسخة من المجلة لأولاده |
Ana karaya o kadar uzaktır ki 500 den daha az hayvan çeşidi buraya 30 milyon yıl önce yerleşmiştir. | Open Subtitles | إنها منعزلة جداً لدرجة أنه أقل من 500 نوع من الحيوان استقر هناك علي مدي 30 مليون سنة |
Tabii, eminim öyle çok ilgisini çekmiştir ki, seninle yalnız kalmak için sabırsızlanıyordur. | Open Subtitles | بالتأكيد. أراهن أنه مهتم به جداً لدرجة أنه لا يطيق صبراً على الانفراد بك |
çünkü... ve onun kafası çok büyük... bu yüzden şapka takamıyor. | Open Subtitles | ورأسه كبير جداً لدرجة أنه لا يستطيع أرتداء القبعات |
Bu işaret değneği çok eski, kala kala bir parça kaldı. | Open Subtitles | هذا القلم قديم جداً لدرجة أنه تحول إلى قطعة صغيرة |