programını temizlemeni, ve Lily' i arayıp ona geç kalacağını söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | احتاجك لان توضح جدولك اتصل بليلي و اخبرها انك سوف تتأخر في العوده للمنزل |
O yüzden sen programını boşalt, kameranı al ve bu kötü çocuğu kameraya çek. | Open Subtitles | إذا ماذا عن أن تخلي جدولك وتمسك كاميرتك ودعنا نصور هذا الفتى السيئ |
programın konusunda emin misin, yani bir çırağa ayıracak zamanın var mı? | Open Subtitles | متأكد أن في ظل جدولك المزدحم ستجد الوقت لتلميذة؟ |
Dolabının kilidinin numarası, programın ve bu da harita. | Open Subtitles | هذا رقم خزانتك وهذا جدولك وخذي هذه الخريطة |
Tanrı bilir döndüğünüz zaman programınız yeterince meşgul olacaktır. | Open Subtitles | تعلمين أن جدولك سيكون مشغول بما فيه الكفاية عندما تعودين |
Belki kötü bir gün geçiriyorum. Bu programına uyuyor mu? | Open Subtitles | ربما أحظى بيوم سيء هل يمكنك وضعه ضمن جدولك ؟ |
Yoğun programınızda bize yer verdiğiniz için size müteşekkiriz. | Open Subtitles | نقدر لك اعطائنا وقت من جدولك المشغول لتعود لوطنك وتقابل ابناء شعبك |
Nasıl olur da ikisinin de aynı isimde olmasını küçümsemeni kendi programını hatırlayamayacak kadar yoğun olmanı ve bu aşamada iki bebeği de umursamadığını kabul etmeyecek kadar kibirli olmanı nasıl anlayabilirim ki. | Open Subtitles | لمنعهما من الحصول على نفس الإسم مشغول جدا لتتذكر جدولك و مغرور جدا لتعترف انه في هذه المرحلة |
Seni bekliyor, programını değiştir ve bugün git. | Open Subtitles | إنها تترقب قدومك، لذا أخلي جدولك واذهب إلى هناك حالاً. |
Bu harika. Bunun için programını değiştirmene bile gerek yok. | Open Subtitles | .هذا مذهل, حتى انه لايجب عليك ان تفضي جدولك |
programını değiştirmene gerek yok, çünkü zaten programın yok. | Open Subtitles | حسنا, لست مضطرة لإخلاء جدولك لانه فاضي من الاساس |
Haftada bir tuvalet programını mail atıyorsun. | Open Subtitles | لأنك أرسلت لي بإيميل جدولك للحمام قبل اسبوع |
Prova yapmalıyız gelecek hafta programın olmasın. | Open Subtitles | ، بما أنك يجب أن تتدرب على الغناء أترك جدولك الزمني للأسبوع القادم فارغاً |
Özür dilerim ama ben gerçekten ameliyat programın hakkında konuşacağım. | Open Subtitles | أحب المفاجآت. آسف، لكن .. في الواقع الأمر بخصوص جدولك الجراحي. |
Yarınki programın. Senin için bunu yapmak zorunda mıyım ben? | Open Subtitles | هذا هو جدولك للغد , هل حقًا علي أن أفعل هذا من أجلك |
Çok yoğun bir programınız olmasına rağmen, vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرا جزيلا لك لتخصيص بعض الوقت لى على الرغم من جدولك المزدحم |
Sıçtığımın programına uymadıysa kusura bakma. | Open Subtitles | انا اسف ان ذلك لم يتلائم مع جدولك اللعين |
Bakan Bey, yoğun programınızda bize yer ayırmanız çok hoş. | Open Subtitles | حضرة الوزير، من الجميل أن تجد لنا وقتاً في جدولك المليء |
Senin takvimin. | Open Subtitles | جدولك أنت لأنك قبلت بوظيفة الاستشارة |
Neden sana çalışma saatlerini söylemiyor ki? | Open Subtitles | لماذا لا تخبرك أين جدولك وحسب؟ |
Bu, eğer yoğun programınızdan biraz zaman ayırabilirseniz. | Open Subtitles | ليتك تستطيعين توفير دقيقة من جدولك المزدحم |
Programında bir açılış olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنه لديك وقت فراغ في جدولك |
Takiyon Prototipini dönüştürmek, zaman çizelgenizi geciktirecektir. | Open Subtitles | تحويل نموذج التاكيون سيؤخر من جدولك الزمني |