Kahramanı oynamanın bir anlamı yok. Bana megafonu verin. | Open Subtitles | لا جدوى من تقمص شخصية البطل، سلّمني مكبر الصوت |
Uygun zamanda karşılaşırsam hoşlanacağım biriyle, geçici olarak çıkmamın bir anlamı yok. | Open Subtitles | لا جدوى من مواعدة أحد قد يروقني لو إلتقيته في الموعد المناسب لكنه الآن لن يمثّل لي شيئاً سوى مرحلة إنتقالية |
Savannah'yı yaşatmazsak bunun hiç bir anlamı yok. | Open Subtitles | ليست هناك جدوى من هذا إلا إذا بقيت سافانا على قيد الحياة. |
Arkasından ağlamanın bir faydası yok Yapabileceğin hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لا جدوى من البكاء أكثر من ذلك, لا شيء يُمكنكَ فعله. |
Ama kara birliklerinin bir yararı olur mu ki? | Open Subtitles | بالمناسبة ، هل هناك جدوى من تحرك القوات الأرضية ؟ |
İşe yaramıyor. Yukarıdan bakmam lazım. | Open Subtitles | لا جدوى من هذا ، عليّ البحث من مكان مرتفع |
Yani, burada boşuna yer kaplamanın anlamı yok, değil mi? | Open Subtitles | حسنا، لا جدوى من مجرد أخذ مساحة هنا، أليس كذلك؟ |
Sunagakureli bir takımla savaşmamızın bir manası yok. | Open Subtitles | لا جدوى من قتال مشاركي قرية الرمل مع بعضهم |
İnkar edebilirdim, ama çok bir anlamı olmaz | Open Subtitles | يمكنني نكران ذلك ولكن لا جدوى من ذلك، يوجد هنا ذهب تفوق قيمته المليون دولار |
Ev sahibiniz bile dışarıda, sesini duyurmaya çalışmanın hiç bir anlamı yok. | Open Subtitles | حتى صاحبة السكن غادرت لذا لا جدوى من صراخك |
Ve kanser olduğum için kanser olmaya kızmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | ولا جدوى من الغضب على السرطان لأنه سرطان |
Ve kanser olduğum için kanser olmaya kızmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | ولا جدوى من الغضب على السرطان لأنه سرطان |
Tartışmanın bir anlamı yoktu, beni ofisine getirdikten sonra tuvalete gittim, pencereye tırmandım ve yeni bir otele giriş yaptım. | Open Subtitles | لم يكن هناك جدوى من الجدال لذا بعدما أحضرني لمكتبه ذهبت للحمام و تسلقت خارجة من النافذة |
Pekala, hiç üyemiz yokken nota kağıtlarını düzenlemenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | حسناً لا جدوى من ترتيب اوراق الأغاني إذا لم يكن لدينا أية أعضاء |
"Bayan X"in kim olduğunu sormanın bir anlamı yok sanırım. | Open Subtitles | لا جدوى من الســؤال من قد تكون هذه السيّدة اكس، افترض. |
Dünya bir tilkiyi kurnaz ve güvenilmez olarak görecekse başka bir şey olmaya çalışmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | ان كان العالم سيرى الثعلب فقط بصورة المراوغ والغير موثوق به؟ فلا جدوى من أن اصبح أحداً آخر |
Kaçmanın bir faydası yok, salak! | Open Subtitles | لا جدوى من الركض أيها الغبي |
Onları aramanın bir faydası olmaz sana. | Open Subtitles | لا جدوى من البحث عنهم |
Neden ben diye sormanın bir faydası yok. | Open Subtitles | لا جدوى من السؤال" لماذا أنا ؟" |
iyi, arkadaşlarını korumanın hiçbir yararı yok. | Open Subtitles | حسناً, لا جدوى من محاولةالتغطية على أصدقائك |
İşe yaramıyor. Eva Birim 01 etkinleşmiyor. | Open Subtitles | . لا جدوى من هذا . " وحدة 01 " لن تنشط |
Faydası yok, boşuna yakıt harcıyoruz, efendim. | Open Subtitles | لا جدوى من ذلك , يا سيدى نحن نستهلك الوقود بدون فائدة |
Pekala konuyu uzatmanın bir manası yok. | Open Subtitles | حسناً إذاً، لا جدوى من المناورة حول الموضع |
Eğer kalbimi izleyemeyeceksem bir devleti yönetmenin hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | لا جدوى من تنصيبي رئيس للدولة إذا كان يعني أني لا أستطيع أن اتبع قلبي |