O ağacın dalından kendine yeni bir asâ yaparsa onu durduramayız. | Open Subtitles | لو صنع قضيبًا جديدًا من خشب تلك الشجرة، فلن يمكننا ردعه. |
Üçüncü olarak, tesisimizi genişlettik, yeni bir dizayn denedik. | TED | ثالثًا: عندما وسعنا منشأتنا جربنا نوعًا جديدًا من التصاميم. |
Diğer gezegenler hakkında kendi gezegenimizden daha fazla şey biliyoruz ve bugün sizlere kendi gezegenimizi daha iyi anlamak için tasarlanmış yeni bir tür robot göstermek istiyorum. | TED | نحن نعرف عن الكواكب الأخرى أكثر ممّا نعرفه عن كوكبنا، واليوم أريد أن أعرض عليكم نوعًا جديدًا من الآليين والذي صممّ ليساعدنا على فهم كوكبنا بشكل أفضل. |
Orada yalnızca mağara girişindeki örümcek ağları üzerinde yetişen yeni bir tür mikroalg fark ettik. | TED | في هذا المكان، وجدنا نوعًا جديدًا من الطحالب التي نمت فقط على قمة شبكة العنكبوت التي كانت تغطي مدخل الكهف |
Ben ve ekibim, bizler yeni bir tür bilgisayar üretiyoruz, çevreye bağlı bir bilgisayar. | TED | ما أدركته هو أنني مع فريقي، نبني نوعًا جديدًا من الحواسيب، إنه حاسوب محيط. |
Ben de senin yeni bir vampir topluluğunun temellerini attığını görmeyi beklemezdim. | Open Subtitles | لم أتوقّع رؤيتك تحشد مجتمعًا جديدًا من مصّاصي الدماء. |
Sıradaki hamleleri ne bilmiyorum ama raylı toplar değil kesinlikle. Kardeşinden yeni bir şey öğrendiğinde beni ara. | Open Subtitles | فإنّها ليست المدافع الكهراطيسيّة، هاتفني لمّا تعلم نبأً جديدًا من أخيك. |
İnteraktif televizyon, sanal gerçeklik ve video oyunları gibi yeni platformların da ortaya çıkışıyla yeni eğlence türüne dönüşebilir ve belki de bir sanat hâline gelebilir. | TED | فبدمج المنصات الجديدة مثل التلفاز التفاعلي، والواقع الافتراضي، وألعاب الفيديو، بإمكانها أن تُصبح وسيلة جديدة للترفيه ومن المُمكن أيضًا نوعًا جديدًا من الفن. |
Yani bilim açısından sonuçları muazzam çünkü örnek olarak, burada bulabileceğiniz mikroplar tıpta bir hastalığın tedavisinde kullanılabilir ya da bilinmeyen özelliklerde yeni bir tür madde bile bulabilirsiniz. | TED | لذلك فإن سبل اشراك العلم متعددة، هنا على سبيل المثال، يمكنك أن تجد الميكروبات والتي يمكن أن تكون مفيدة لعلاج الأمراض في الطب، أو قد تجد نوعًا جديدًا من المواد يتمتع بخصائص غير معروفة. |
30 yıl önce, her birkaç yılda bir 10-15 kadar yeni türde antibiyotiğin piyasaya sürüldüğünü söyleyebilirdiniz. | TED | قبل 30 عامًا، كنا نرى مجموعة من 10 - 15 نوعًا جديدًا من المضادات الحيوية تنتشر في الأسواق كل عدة أعوام. |
Ama bu seferki, hız kavramına yeni bir anlam katıyor. | Open Subtitles | لكن هذا يشبه كونًا جديدًا من السرعة |
yani gezegenin imkânları dahilinde herkesin ihtiyaçlarını karşılama iki taraflı zorluğu yeni bir ilerleme şekline davetiye çıkarıyor. Sürekli yükselen bu büyüme çizgisi yerini insanlık için en etkili noktaya bırakıyor. Zeminle tavan arasında dinamik denge içinde zenginleşen insanlar. | TED | لذلك فهذا التحدي المزدوج في أن نغطي حاجات الجميع في حدود إمكانيات الكوكب، يستدعي نوعًا جديدًا من التقدم، لا مزيد من هذا الخط الصاعد دائمًا للنمو، لكن مكان جميل للبشرية، والازدهار في توازن ديناميكي بين الأساس والسقف. |
S.T.A.R. Lab'ın kurucusu Harrison Wells bilimsel gelişmede yeni bir çağ vaat ediyor. | Open Subtitles | "هاريسون ويلز) مؤسس مختبر (ستار))" "يوعد بأنّ عصرًا جديدًا من التقدّم العلميّ في متناولنا" |
Ladislav'a Londra'dan yeni bir haber gelmiş. | Open Subtitles | (لاديسلاف) إستلم إرسالاً جديدًا من "لندن" |