| Yoksa ailene, Rebekah'ya layık olmadığım gerçeğiyle yüzleşmem gerekirdi. | Open Subtitles | فلو تأثرت، سأضطر لمواجهة واقع أنّي لستُ جديرًا بالانضمام لأسرتك |
| Ben böyle övgülere layık değilim! | Open Subtitles | "إنّي لستُ جديرًا بهكذا مديح!" |
| Tüm arzum sana layık olabilmek | Open Subtitles | "أصبح شغفي أن أكون جديرًا بكِ" |
| Ama bazen istediğin şeyler onları almak için ödediğin bedele değmez. | Open Subtitles | لكن أحيانًا لا يكون مرادك جديرًا بالثمن الذي عليك دفعه لنيله. |
| İkimiz de bu intikam yoluna bir kez girmiştik, buna değmez. | Open Subtitles | أنا وإيّاك خضنا درب الانتقام قبلًا، وإنّه ليس جديرًا بالعناء. |
| Lütfen tanrım, beni değerli kıl. | Open Subtitles | ابتهل إليك أيها الرب، اجعلني جديرًا |
| Öldüğünde bana ve Troy'a kalacak, ama insanlar değerli gördükleri insanları dinlerler. | Open Subtitles | سأرثها و(تروي) حين يموت، لكن الناس يبجلون أيًا من يشعرونه جديرًا. |
| Makama layık olup olmadığına geçici başkan değil, Abuddin halkı karar verecek. | Open Subtitles | لكن ما إذا كان جديرًا بالمنصب أو لا، فذلك قرار شعب (عبودين) ليتخذه وليس الرئيس الحالي |
| Tüm yapabildiğim ona layık olabilmek, Stefan. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني فعله هو أن أكون جديرًا بها يا (ستيفان). |
| Sence de risk almaya değmez mi? | Open Subtitles | أليس الأمر جديرًا بالمخاطرة؟ |
| Gözünde değerli biri olmak istiyorum, Charlene. | Open Subtitles | أريد فقط أن أكون جديرًا بكِ، (شارلين). |
| Bak bakalım değerli misin?" | Open Subtitles | "ولترَ إن كنت جديرًا" |