"جدّتي" - Translation from Arabic to Turkish

• Büyükanne
• Büyükannem
• Nine
• büyükannemin
• Ninem
• Anneannem
• Momma
• Ninemin
• Anneanne
• büyükannemi
• büyükannemle
• babaanne
• büyük annem
• Ninemi
• Nineciğim

Veya büyükannemin kedi yavrusunu öpüşünü. Ya da Büyükanne kediyi.
أو حينما تقبل جدّتي القطة الصغيرة، أو بقطعة جدّتي الصعيرة.

Sonra biri gelip kapımı çalıyor gelip buraya oturuyorlar ve bana "Büyükanne" diyor.
ثمّطرقأحدهمبابي.. وهما يجلسان هناك ويناديني يا جدّتي

Büyükannem diyor ki bu, jürinin senin kadar aptal olup olmadığına bağlıymış.
جدّتي تقول هذا يعتمد إذا صادف محلفين أغبياء مثل الذين أنت صادفتهم

Bebekken ailem avcılar tarafından öldürülmüş. - Beni Büyükannem yetiştirdi.
قُتل والداي على أيدي الصيّادين في صِغري، و ربّتني جدّتي

Biraz önce tanışmıştık. Güvertedeydik, hatırladın mı Nine?
تقابلنا مُنذ بضع دقائق، أتذكرين يا جدّتي عند سطح السفينة؟

İnanamıyorum Ninem beni elledi.
لا يمكنني تصديق أن جدّتي قد لمست صدري حقيقةً.

Dur, Anneannem ve dedemin yanına mı postalanıyorum?
إنتظري , أنت ترسليني إلى بيت جدّتي و جدّي ؟

Büyükanne, kurt yüzünden beni dışarı bırakmaya korkuyor.
جدّتي تخشى الذئبَ بحيث لا تسمح لي بمغادرة المنزل.

Büyükanne, evde olmazsak meraktan kafayı yiyecektir.
ستفقد جدّتي صوابها مِن القلق إذا لم نعد إلى البيت.

Eğer bir Büyükanne birini yiyecekse, o benimki olur.
إذا كانت واحدة منهما تأكل الأخرى، فهي جدّتي.

Çünkü Büyükannem bunun hangi yıl olduğunu hatırlamıyor, yeni olduğunu sanıyor.
لأن جدّتي لا تعرف في أي عام نحن، وتعتقد أن الأمر حدث مؤخراً.

Eğer Büyükannem onu uzaklaştırdıysa ve o geri döndüyse...
إن كانت جدّتي قد أبعدت ذلك الظل، ولقد عاد بعد فترة

Sonra Büyükannem hastalandı, bir süre de ordaydım.
بعدها مرضت جدّتي لذلك قضيتُ هناك بعض الوقت

Nine, peri masallarının gerçeğe dayandığını söyleyen sendin.
جدّتي , أنتِ التي قلتِ أنّ القصص الخياليّة مقتبسة من الحقيقة

Bence söylemelisin, Nine.
أعتقد أنّ عليكِ إخباره يا جدّتي. هُو يُقدّم أحياناً نصيحة جيّدة.

Anne, büyükannemin her zaman her şeyi kendi yöntemiyle yapmayı sevdiğini bilirsin.
أمّاه, تعرفين أن جدّتي لطالما فضّلت أن تفعل الأشياء بطريقتها الخاصّة. أعرف.

Çünkü bundan gayet eminim. büyükannemin evinde kalıyorum, çünkü sen beni etrafında istememiştin.
لأنّي متأكدّةٌ أنّي أقيم في منزل جدّتي لأنّكَ لا تريد أن أقيم هنا.

Eğer Ninem iyi bir fikir olduğunu düşünüyorsa ona karşı çıkamam?
إذا كانت جدّتي تعتقد أنها فكرة جيدة فمن أنا لأخالف ذلك ؟

Anneannem öldüğü zaman onu götürmek için gitmiştik. Daha çocuktum.
أعدنا جثمان جدّتي ليُدفن هناك، وما كنت إلّا طفلًا.

Hadi Big Momma, rahat ol!
بربّكِ، يا "جدّتي الكبيرة"، دعينا نسعترضه جميعاً!

Ninemin de bir adası vardı. Övünecek bir şey değildi.
جدّتي ملكت جزيرةً، ليست شيئًا يستحقّ التباهي

Oh, merak etme. Ona, sana "Anneanne" demesini söyledim.
لا تقلقي، لقد أخبرته أن يناديكِ "جدّتي"

Çok bir şey gibi durmayabilir ama büyükannemi görmek istediğim zaman gideceğim bir yerin olmasını seviyorum.
ربما لايبدو شيئاً كبير، لكن أودّ الحظي بمكان أقصده عندما أريد رؤية جدّتي

Bir keresinde büyükannemle yarım saat konuştum.
لقد قضيت نصف ساعة اتحدّث مع جدّتي في احد المرّات

Hatta babaanne donumu giymiştim.
حتّى أنّني لبستُ ملابس جدّتي الدّاخليّة.

büyük annem için ve umurunuzda bile olmayan milyonlarca insan için yapıyorum.
و جدّتي وحوالي مليون شخص آخر لن تكترث لأمرهم

Ninemi bulmaya odaklanabilir miyiz?
أيمكننا التركيز في قضيّة إيجاد جدّتي ؟

Nineciğim, az önce o çıkardı seni.
جدّتي لقد ساعدتني على إخراجك