Birinciden farklı olarak, onun biraz daha çekici olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ليس مثل الأول, أظن أنه جذاب أكثر منه. |
Duygusal travman seni daha çekici kılıyor. | Open Subtitles | الصدمات العاطفية تجعلك جذاب أكثر |
Bu domuz artık senin ortalama domuzundan daha çekici. | Open Subtitles | هذا الخنزير... جذاب أكثر الآن من الخنزير العادي. |
daha çekici olan bir tane gördüm. | Open Subtitles | رأيت واحد جذاب أكثر |
Eğer yüzüme karşı Dinesh'i cidden benden daha çekici bulduğunu söylersen ancak o zaman mağlubiyeti kabul edeceğim. | Open Subtitles | إذا تمكنتي من إخباري أمام وجهي بأنك صدقاً ترين بأن (ديتيش) جذاب أكثر مني حينها فقط سأعترف بالهزيمة |
Kitty... suratı senin ayaklarından çok daha çekici. | Open Subtitles | (كيتي) . . وجهه جذاب أكثر من قدمكِ |