Yani sence, bir erkek yalnız çekici bulmadığı kadınla arkadaş olabilir. | Open Subtitles | إذاً تقول أن الرجل يستطيع صداقة المرأة التي يراها غير جذّابة |
Selam, futbol kahramanım. Şimdi sana yeterince çekici gelir miyim? | Open Subtitles | كيف حالك يابطل الكرة هَلْ أنا جذّابة كفاية لَك الآن؟ |
Artık istihbarat toplayabiliriz, radarımızda olur. çekici bir kadın kapıya geliyor. | Open Subtitles | وسيجمع الأدلّة فهو لا يثير الشكوك إنّه فتاة جذّابة تظهر فجأة. |
Kimse sana çok seksi bir aksanın olduğunu söyledi mi? | Open Subtitles | هل أخبركَ أحد من قبل بأنكَ تملك لكنة جذّابة ؟ |
hoş kurdelalar sarmış Noel paketlerini | Open Subtitles | علب الميلاد مزيّنة بربطاتٍ جذّابة |
Belki klasik bir güzelliği yok ama bence çekici ve zarif biri. | Open Subtitles | إنّها ليست قبيحة. قد لا تكون جميلة ذلك الجمال الكلاسيكي, لكنّها جذّابة جدًّا وأنيقة. |
Hiçbir erkek, çekici bulduğu kadınla arkadaş olamaz. | Open Subtitles | لأنه لا رجل يستطيع صداقة إمرأةٍ يراها جذّابة |
Hayatımda, sevişmek istemediğim tek çekici kadın sen olabilirsin. | Open Subtitles | قد تكونين أول امرأة جذّابة لا أريد معاشرتها، على مدار حياتي |
çekici ve iyi karakterli ya da çekici değil ama iyi karakterli. | Open Subtitles | جذّابة وذات شخصية جيدة، أو غير جذّابة وذات شخصية جيدة |
Hiçbir erkek, çekici bulduğu kadınla arkadaş olamaz. | Open Subtitles | لأنه لا رجل يستطيع صداقة إمرأةٍ يراها جذّابة |
Düşündüğüm kadar çekici değil miyim acaba? | Open Subtitles | هل من الممكن بأني لست جذّابة كما أظن نفسي؟ |
Kendini daha çekici bulmak için ve güveninin.. | Open Subtitles | لقد إستغلتني لتنال إحساساً أفضل حول نفسها ، أنها جذّابة. |
O benim kiz arkadasim degil, onu hiç çekici bulmuyorum. | Open Subtitles | هي ليست صديقتي فأنا لا أجدها جذّابة مطلقاً |
Senin gibi çekici bir kadın karşısında müneccim olmamak elde değil. | Open Subtitles | إمرأة جذّابة مثل أنت يَجِبُ أَنْ تَذْهبَ ذهبَ دائماً. |
Bankacılık ürünlerinin çekici olmadığını söylemiştiniz. | Open Subtitles | لقد قلت مسبقاً بان المنتجات البنكية ليست جذّابة |
Hiç çekici olmayan bir çekilde beceriksiz ve zekiydi. | Open Subtitles | أنه صعبُ المراس كلياً وذكي على الأقل بطريقة جذّابة. |
Bin yıldan fazla bir arayla yazılmış iki efsane arasındaki dikkat çekici bir benzerliktir. | Open Subtitles | وتعتبر هذه مقارنة جذّابة ما بين الأسطورتين تكونت ويفصلهما أكثر من ألف عام |
Kimse sana çok seksi bir aksanın olduğunu söyledi mi? | Open Subtitles | هل أخبركَ أحد من قبل بأنكَ تملك لكنة جذّابة ؟ |
Puls sonrası Amerika'da seksi bir transgenic kadının yaşamı hakkında, benimle bir söyleşi yapmayı isteyeceğini umuyorum. | Open Subtitles | أتمنىإذاكانمنالممكنأن أجرىحواراًمعكِ .. حول حياتك كأنثى متحوّرة جذّابة هاربة من نبض الحياة الأمريكية؟ .. |
Yapma, 70 yaşında seksi bir kadın derdim. | Open Subtitles | بربّك ، جذّابة بالسبعين من العمر هذا ما قلت |
O kadın hoş ve kaslı bir tip. | Open Subtitles | هنيئا لكِ يالها من امرأة جذّابة |
Bunun fikirle bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Bu ortada, sen çekicisin. | Open Subtitles | لا أظنها مسألة وجهة نظر، أمر واضح أنِك جذّابة |
Caddenin karşısında hıyarın teki taş gibi hatunun ayakkabısını kokluyor. | Open Subtitles | هناك متباهٍ مقابل الشارع يشمّ حذاء فتاةٍ جذّابة. |
Çok çekici görünüyorsun, sevgilim. Geç kalmana rağmen mükemmelsin. | Open Subtitles | كم أنت جذّابة و مستعدّة لموعد غرامى |