Sağlık görevlisinin dediğine göre, göbeğinde bir delik yarası varmış. | Open Subtitles | الآن، القاضي قالَ بأنّه كَانَ عِنْدَهُ يَثْقبُ جرحاً في بطنِه. |
Ya da subklavyen artere isabet etmiş bir bıçak yarası. | Open Subtitles | أو جرحاً ناتجاً عن طعنة يؤدي لتمزق الشريان تحت الترقوة |
Ölümüne sebep olabilecek bir tek ciddi yara bile yok. | Open Subtitles | لا جرحاً واحداً خطيراً لكي يؤدي إلى الوفاة |
Oldukça derin bir yara. Böyle devam ederlerse, hiç umut yok. | Open Subtitles | لقد كان جرحاً بليغاً إذا ما لاحقوك، فلا أمل |
Bir hendekte sorunsuz yatıyor, kafasında 20 derin kesik var. | Open Subtitles | سليم فى حفرة ويستريح مع عشرين جرحاً فى رأسه |
Not: 10 cm'lik iltihap çıkan yarayı nasıl tedavi edersin? | Open Subtitles | ملاحظة: كيف كنتَ ستعالج جرحاً عميقاً طوله خمس بوصات لو كنتَ مكاني؟ |
Delikli bir yaraydı, içeriden ve dışarıdan. | Open Subtitles | كان جرحاً سطحياً ، اخترقت الرصاصة جسدك وخرجت |
Ölümünden önce bir yarası var, yakın zamanda olmuş, kısa namlulu bir silahtan. kusursuzca tedavi edilmiş, iyileştirilmiş. | Open Subtitles | أرى أيضاً جرحاً آخر أصيب به قبل الوفاة مباشرة طلقة بندقية، مصوبة بدقة شديدة |
Ünlü bir savaş yarası... Hâlâ savaşların yapıldığı dönemden. | Open Subtitles | إنه يحمل جرحاً من معركة مجيدة، حينما كانت هناك حروب سابقاً. |
Onun asla iyileşmeyen yarası oldu. | Open Subtitles | كان جرحاً لا يمكن الشفاء منه أبداً إنه في معاناة دائمة |
Üstünkörü bir bakışla bile kaburgalarla göğüs kısmında 12-14 bıçak yarası olduğu görülüyor. | Open Subtitles | حتى النظرات الخاطفة تشير إلى 12، 13، 14 جرحاً في الأضلاع، عظم القص... |
Onu silah yarası ile hastaneye götüremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا أخذه إلى مستشفى وهو يحمل جرحاً من طلق ناري |
yara ciddi değil, temizleyip ilacı sürerseniz enfekte olmaz. | Open Subtitles | هذا ليس جرحاً خطير ، إذا قمت بتنظيفه ووضعت المرهم عليه لن يُلوث |
Eğer normal bir yara olsaydı onu durdururdu ama büyülü yara olduğu için yavaşlatıyor | Open Subtitles | لو كان جَرحاً عاديَّـاً، لكان توقف، لكنَّـه جرحاً سحريَّــاً، |
Sonunda bu kayıp kalbinde kapanmayan bir yara olacaktı. | Open Subtitles | أعتقد أنّ تلك الخسارة قد تكون في النهاية جرحاً لا يشفى |
Yaptığım şey, yıllardır irin toplayan bir yara açtı sende. | Open Subtitles | ما فعلتُه خلّف جرحاً ظلّ يتقرّح طيلة عقود |
Neşterin açabileceğinden daha derin bir kesik. | Open Subtitles | لقد أحدثت جرحاً عميقاً ما كنت لأستطيع عمله بمشرط |
Doktor, maktulün gömleğini sıyırırsanız göğüs kemiğinin iki santim kadar altından yukarı doğru ilerleyip ana atardamarı parçalayan bir kesik olduğunu göreceksiniz. | Open Subtitles | طبيب، إذا رفعت قميص الضحية، أعتقد أنك ستجد جرحاً من طعنة، أسفل عظم القص بانش واحد، نافذاً إلى الأعلى، باتراً الوتين. |
Sadece bir kesik gördüm, onu teşhis etmeme yeterli değil. | Open Subtitles | رأيت جرحاً واحداً وهو غير كافي لأميزها |
Bir yarayı açarken çok dikkatli olurken diğerlerinde olmaması tuhaf görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | يبدو أمراً غريباً انه كان حذراً للغاية بشأن ثخنه جرحاً واحداً وليس للآخر، صحيح؟ |
Rafael Acosta'yı ikna etmek için çok derin bir yarayı deştin. | Open Subtitles | لقد فتحتي جرحاً عميقاً اليوم من أجل الأطاحة برافائيل أكوستا |
Hiç kapanmayan bir yaraydı. | Open Subtitles | . كان جرحاً لم يندمل أبدًا |
Bütün yaraları iyileştirebilir kalbini ya da boğazını kesebilir de. | Open Subtitles | ويمكنه ان يشفي جميع الجروح سواء كان جرحاً عميقاً او جرحاً في رقبتك او اعتلال في القلب |