"جزء في" - Translation from Arabic to Turkish

    • kısmı
        
    • bir parçası
        
    • parça
        
    • tarafı
        
    • kısmını
        
    • yanının
        
    • yanı ne
        
    • kısmındansın
        
    • ın yaptığı en
        
    Yayınladığımızda, tüm haberin en değerli kısmı da o olacak. Open Subtitles وحين ننشرها فسيكون هذا الخطاب هو أهم جزء في القصة
    Ama işin en iyi kısmı Yahoo'nun yardım masasına 20 dakika sonra gelen mesaj. TED وأفضل جزء في الموضوع هي الرسالة التي تلقاها مكتب المساعدة بعدها بعشرين دقيقة.
    Onları neşelendirmek tedavinin önemli bir parçası ve çok ufak bir iyilik. Open Subtitles إبقاء معنوياتهم عالية هو أهم جزء في العلاج .. وأقل شيء يطلبوه
    Bunu bir parçası yapma beni demiştim ve sen ileri gidip beni kullandın. Open Subtitles لقد قلت لك لا تجعلي جزء في هذا الامر وها قد قمت واستغليتني
    Demek istediğim, bazen mantığınız size bir şey yapmanızı söyler ama bu şeyde kalbinizden bir parça da olmalı . Open Subtitles فما أعني أن المنطق يخبرك بشيء كي تفعليه ولكن يجب أن يكون هناك جزء في قلبك يؤمن من أنكِ ستفعليه
    Yani... 4 gol atmanın en iyi tarafı nedir biliyor musun? Open Subtitles لذا هل تعرف ما هو افضل جزء في تسجيلك الاربعة اهداف
    Bütün bunların yanında, seyahatimin en zorlu kısmı gideceğim Ada'ya yaptığım sekiz günlük yolculuktu. Open Subtitles اصعب جزء في رحلتي كانت رحلة الثماني يوماً للوصول الى الجزيرة
    Kim ya da ne olduğum konusunun en zor kısmı değiştirmek istediğim şeyleri değiştirecek güce sahip olmam, ama yapamayacağımı bilmem. Open Subtitles أصعب جزء في كوني من أنا أو ما انا هو القدرة على تغيير الأشياء التي اريد تغييرها و أنا أعلم أنني لا أستطيع.
    Masalın en iyi kısmı bu ve yakın zamanda ayrılacağın için nasıl sonlandığını hayatın boyunca merak ederek geçirmeni istemem. Open Subtitles هذا أفضل جزء في القصة وحيث أنكِ سترحلين قريباً فأنا لا أحب أن تقضي حياتكِ كلها تتساءلين كيف انتهت
    Bu, korku ve gözdağı vermenin en iyi kısmı, Dee. Tek yapman gereken bu kısma bakman. Askıları nasıl buldun? Open Subtitles هذا هو افضل جزء في موضوع الخوف والتخويف دي والآن ما رأيك بهذه الحمالات ؟
    Peki ama hayatımızın hangi kısmı bizim kontrolümüzde? Open Subtitles أهم جزء في حياتنا هو أن الحقيقة هي من يقودنا
    Ergen bir kızın babası olmanın en kötü kısmı ergen bir erkek olduğun zamanları hatırlamaktır. Open Subtitles أسوأ جزء في أن تكون أباً لمراهقة هو تذكر أنك يوما كنت مراهقاً
    Son çalışma hücreyi düşünmekti, projenin küçük hücresi, daire gibi, ana planın çok önemli bir parçası olarak. TED وكانت آخر عملية هي التفكير في الأجزاء الصغير أصغر جزء في المشروع، مثل الشقة كجزء أساسي من الخطة الرئيسية
    Piyade donanımının bir parçası hayat ile ölüm arasındaki farkı belirler. Open Subtitles ستكونان بخير أقل جزء في أسلحتك قد يصنع الفارق بين الحياة والموت
    Baba, bekarlığa veda partisi yapmadım. Bu, evlenme olayının çok önemli bir parçası. Open Subtitles هل تعلم أبي، أنا لم أحصل على حفلة نهاية العزوبية هذا أهم جزء في الزفاف
    Ortadaki parça orada değilmiş, demek istediğim adam ona neden ihtyaç duysun ki? Open Subtitles و الآن هناك هذا الجزء الذي في الوسط المضاف بالكامل لم يكن هناك جزء في الوسط , أقصد , لمَ سيحتاج إلى هذا ؟
    Glee kulübünün en güzel tarafı herkesin kendini yıldız gibi hissedebilmesidir. Open Subtitles أفضل جزء في نادي الغناء كل واحد يستطيع أن يصبح نجم.
    Oyunun en çok bu kısmını severim. Bana bir dakika izin verir misiniz? Open Subtitles هذا أفضل جزء في المباراة عندي هلا تعذرونني قليلاً؟
    Hapse girmenin en kötü yanının sana eşlik edenler olacağını düşünmüşümdür hep. Open Subtitles لطالما اعتقدت أن أسوأ جزء في أن تكون مسجوناً ستكون الرفقة
    Benimki gibi bir babaya sahip olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? Open Subtitles هل تعلم اسوأ جزء في ان يكون لديك والد مثل والدي؟
    Ormanın hangi kısmındansın sen? Open Subtitles إلى أيّة جزء في الغابة تنتمي؟
    William'ın yaptığı en iyi şey bu şirket değil. Open Subtitles " أن أفضل جزء في " ويليام كان شركته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more