21. yüzyılda ise, teknoloji çözümün bir parçası olabilir, tabii dünyanın ihtiyaçlarına göre ayarlanırsa. | TED | في القرن الواحد و العشرون، التكنولوجيا يُمكن أن تكون جزء من الحل.. اذا ما انحنت هي لما يحتاجه العالم. |
Ve eğer doğum şartlarının önemsiz olduğu bir dünya yaratmak istiyorsak hepimiz çözümün bir parçası olmalıyız. | TED | وإذا أردنا أن نخلق عالماً لا تهم فيه ظروف ولادتك، علينا أن نكون جميعاً جزء من الحل. |
Şehirler önceleri sorunun bir parçasıyken şimdi çözümün bir parçası. | TED | لقد كانت المدن جزء من المشكلة، الآن هي جزء من الحل. |
Bu, bizim insanlara gidip "Hepimiz yerel gıda yapbozunun parçasıyız, hepimiz bir çözümün parçasıyız." | TED | نذهب إلى الناس ونقول لهم، "نحن جميعنا جزء من أحجية الطعام المحلية، نحن جميعنا جزء من الحل." |
Problemin ve dolayısıyla çözümün de bir parçası durumundayız. | Open Subtitles | كما أننا جزء من المشكلة وكذلك جزء من الحل |
Mikropların bu çözümün bir parçası olabileceğini düşünüyoruz-- özellikle bu süper yüklü karbon dönüştürücülerinin. | TED | أنا مؤمنة أن الميكروبات هي جزء من الحل وخصوصا تلك التي تعيد تدوير الكربون بشحنات كبيرة. |
Yenilikçilik ve teknoloji bütün sorunları çözen sihirli bir hap olmayacak elbette, ama çözümün bir parçası olacak. | TED | لن يكون الإختراع و التكنولوجيا هو الحل السحري, و لكنها فقط جزء من الحل. |
Buralarda ben her şeyi yapabilirim havanla kasıla kasıla yürürken görüyorum ve kadın bir doktor olduğun için, çözümün bir parçası olduğunu düşünüyorsun, ama değilsin. | Open Subtitles | لقد رأيتك بتصرفِك الذي يوحي بأنه يمكنكِ فعل شيئاً و بسبب انك دكتوره تظنين أنكِ جزء من الحل |
çözümün bir parçası olmaya inanırım, problemin değil. | Open Subtitles | أؤمن بأن يجب الشخص أن يكون جزء من الحل لا المشكلة |
çözümün bir parçası olmaya inanırım, problemin değil. | Open Subtitles | أؤمن بأن يجب الشخص أن يكون جزء من الحل لا المشكلة |
ve görevleri daha zahmetli bir hal aldıkça, onlara yardım alacakları araç-gereçler sağlamalıyız ki onlar da çözümün bir parçası olabilsinler. İşlerine devam edebilsinler ve biz de üretime devam edebilelim. | TED | وفي حين أن مهماتهم تزداد مشقة نحتاج أن نمنحهم الأدوات التي يمكنهم التعاون معها بحيث تصبح جزء من الحل ليستمروا في العمل ولنستمر في الإنتاج في الولايات المتحدة |
Bunun çözümün bir parçası olduğunu söylerler. | Open Subtitles | يُقال إن هذا هو جزء من الحل |
Çünkü, Andi, eğer çözümün bir parçası değilsen problemin bir parçası olursun. | Open Subtitles | لأنكِ، يا (آندى) إذا لم تكونى جزء من الحل إذاً فأنت جزء من المشكله |
Jensen'ı ve adamlarımı orada kendi başlarına bırakmalarını, ya da bir adım atıp çözümün bir parçası olmalarını söyle. | Open Subtitles | بإمكانه إما ان يترك (جينسين) و عملائي هناك أو يتحرك و يكون جزء من الحل |
Jensen'ı ve adamlarımı orada kendi başlarına bırakmalarını, ya da bir adım atıp çözümün bir parçası olmalarını söyle. | Open Subtitles | بإمكانه إما ان يترك (جينسين) و عملائي هناك أو يتحرك و يكون جزء من الحل |
Ama bu demektir ki aynı zamanda çözümün parçasıyız. | TED | و هذا يعني أننا جزء من الحل. |
Bir çözümün parçasıyız. | Open Subtitles | ونحن جزء من الحل |
Ve bu onları çözümün de bir parçası yapar. | Open Subtitles | يجعلهم جزء من الحل ! |
Ve bu onları çözümün de bir parçası yapar. | Open Subtitles | يجعلهم جزء من الحل ! |