Yapmaya ihtiyacınız olan şeyi yapmanızın mümkün olduğunu biliyorsunuz, zor da olsa, ve zaman duygusu yok oluyor, kendinizi unutuyorsunuz, daha büyük bir şeyin parçası gibi hissediyorsunuz. | TED | وتعرف أن ما عليك أن تفعله ممكن رغم أنه صعب ويختفي الإحساس بالزمن، وتنسى نفسك وتشعر بأنك جزء من شيء أكبر |
Sanki yalnızlığını anlamana yardım etmekten çok, senden büyük bir şeyin parçası olduğunu gösterir. | Open Subtitles | يجعل الناس يشعرون أن هناك طريقة لفهم حدتك ولكن وسيلة ليشعروا بأنهم جزء من شيء أكبر من نفسك |
Düşündüm de belki sıska kıçından daha büyük bir şeyin parçası olabilirsin. | Open Subtitles | أنا أفكر... . ربما أنت نريد أن تصبح جزء من شيء أكبر من طريقك الصغير جداً. |
Ve bende büyük bir şeyin parçası olduğumu hissettiriyor. | Open Subtitles | وبأنني جزء من شيء أكبر من نفسي |
Bu, daha büyük bir şeyin parçası, değil mi? | Open Subtitles | كان هذا جزء من شيء أكبر , أليس كذلك؟ |
- Nihayet kendimden büyük bir şeyin parçası olduğumu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أخيراً بأني جزء من شيء أكبر من نفسي - حسناً - |
Anlamıyorsun. O daha büyük bir şeyin parçası. | Open Subtitles | أنت لا تفهم، هو جزء من شيء أكبر |
- Daha büyük bir şeyin parçası... - Kapa çeneni! | Open Subtitles | كل ذلك جزء من شيء أكبر أسكتي |
Katil daha büyük bir şeyin parçası. İşte kahven. | Open Subtitles | كان (هودجينز) محقاً هذا القاتل جزء من شيء أكبر |
Hayır, bu daha büyük bir şeyin parçası. | Open Subtitles | لا، هذا جزء من شيء أكبر بكثير |
Bu, daha büyük bir şeyin parçası. | Open Subtitles | إنها جزء من شيء أكبر. |
Çok daha büyük bir şeyin parçası. | Open Subtitles | إنه جزء من شيء أكبر بكثير |