Bunun yanlış olduğunu biliyorum, ama daha iyi hissettirdi bana. | Open Subtitles | , أعرف أن هذا خطأ لكن هذا جعلني أشعر بتحسن |
Ama eve gittiğimde annem bana başka bir bakış açısı gösterdi. Bu da kendimi daha iyi hissettirdi. | Open Subtitles | لكن عندما عدت للمنزل كان لأمي وجهة نظر أخرى مما جعلني أشعر بأفضل حال |
Benimle yukarıda sallarınken kendimi her şeyi yapabilecek gibi hissettim. | Open Subtitles | عندما كان يدربني جعلني أشعر بأنني لن أستطع فعل أي شيء |
Volvo'yu şu dört çekişli, büyük tekerlekli ve 200 beygir gücündeki... bir arabayla değişmişim gibi hissettim kendimi. | Open Subtitles | جعلني أشعر أنني أتاجر بالفولفو في واحده من ذوات الاربع عجلات مع عجلات كبيره والمحرك سعة 200 حصان |
Ve sen, bana bunun yeterli olmadığını hissettiren ilk kişisin. Sanki daha fazlası olmam gerekiyormuş gibi... | Open Subtitles | وانت اول شخص اقابله جعلني أشعر بان هذا ليس كافيا , وانه علي ان اكون شخصا اخر |
- Ne demek. Ben burada değilken başka birinin evime baktığını bilmek beni çok mutlu etti. | Open Subtitles | جعلني أشعر بسعادة معرفتي بأن هنا أحد يهتم بمنزليّ. |
Biraz önce, beni epeyce kıskandıracak şekilde sizi soruyordu. | Open Subtitles | كانت تسأل عنك بشكل جعلني أشعر بالغيرة. |
Koca adamlarınki gibi. Kendimi çok güvende hissetmiştim... | Open Subtitles | وقد جعلني أشعر بشدة الأمان كالكبار تماما |
hissetmemi sağlıyordu. İkimizin de akıllı olduğunu ve beraber her tür problemi çözebileceğimizi hissediyordum. | TED | لقد جعلني أشعر اننا كلينا أذكياء واننا نستطيع حل اي مسألة مهما استعصى حلها |
Beni sanki uzun süreli bir uykudan uyanıyormuş gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | جعلني أشعر وكأنني .. كأنني قد استيقظت بعد نوم طويل |
On beş yıl önce, bir an için Kevin benim dünyadaki en özel insan olduğumu hissetmemi sağlamıştı. | Open Subtitles | منذ خمسة عشر عاماً و للحظة قصيرة جعلني أشعر أنني أكثر سكان الأرض تميزاً |
Anlarsınız ya, ben fazla spor falan yapmam ama bu bana kendimi özel hissettirdi. | Open Subtitles | أنت ترى أنني لست جيداً في الرياضة وهذا جعلني أشعر |
Bana igrenç hissettirdi, ve sende beni iğrenç hissettiriyorsun. | Open Subtitles | بقدر ما يميل للفتيات جعلني أشعر بالقذارة كما تجعلينني أشعر بها |
Tüm enerjimi bu yarışma muhabbetine verdim. Ve beni birkaç gün iyi hissettirdi. | Open Subtitles | لقد وضعت كل طاقتي في هذه المنافسه وهذا جعلني أشعر بشكل جيد لبضعة أيام. |
Ama bir an için, yaşadığımı hissettirdi hayatım üzerinde kontrolüm olduğunu. | Open Subtitles | لكن بالنسبة لي في ذلك الوقت جعلني أشعر أنني كنت حية وجعلني أشعر ببعض السيطرة على حياتي |
Bu kadar korktuğum için haksız olmadığımı hissettim. | Open Subtitles | جعلني أشعر أني لست مثيرا للشفقة لأكون خائفا |
Ama Jules ile arkadaş olunca ve onun gibi biri benden hoşlanınca, bir değerim olduğunu hissettim. | Open Subtitles | وشخص مثلها , يحبني جعلني أشعر أن أساوي شيء |
Seni tanıdığımdan beri sanki kızım bana dönmüş gibi hissettim. | Open Subtitles | الوقت الذي قضيناه معاً جعلني أشعر كما لو أن ابنتي قد رجعت إليّ |
Beni özel hissettiren tek insansın | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الذي قابلته و جعلني أشعر بأني مميزه |
Yaptığın şey beni çok güvende ve sevilmiş hissettirdi. | Open Subtitles | ما قمت به جعلني أشعر أنني محمية جدًا ومحبوبة جدًا |
Biraz önce, beni epeyce kıskandıracak şekilde sizi soruyordu. | Open Subtitles | كانت تسأل عنك بشكل جعلني أشعر بالغيرة. |
Tekrar insan gibi hissetmiştim. | Open Subtitles | هذا جعلني أشعر كأني إنسان مجدداً |
Babamın beni sevmediğini düşünüyordum. Kendimi çok kötü hissediyordum. | Open Subtitles | كما ترى، اعتقدت بأنه لم يكن يحبني ذلك جعلني أشعر بالخنقة |
kendi evimde beni ikinci sınıf insan gibi hissettiriyor . | Open Subtitles | جعلني أشعر بأني مواطن من الدرجة الثانية في منزلي |
Steven yıllar sonra ilk kez kendimi rahat hissetmemi sağlamıştı. | Open Subtitles | و(ستيفن) جعلني أشعر بالأمان للمرّة الأولى منذ سنوات، |
Kendimi iyi hissetmemi sağlayan tek şey oydu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي جعلني أشعر بالرضا عن نفسي. |