Kim hayatımı düzene sokar? | Open Subtitles | من جعل حياتي بهذا الشكل؟ أنا كنت مسيطراً على كل شيء |
Buradaki arkadaşın 5 yıl önce hayatımı rezil etti. | Open Subtitles | صديقك هنا جعل حياتي بائسة من خمس سنوات مضت |
hayatımı zorlaştırmazsan mutlu olamıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | كنت سعيدا أبدا إلا إذا كنت جعل حياتي معقدة ، وأنت؟ |
Fizik dönem sınavımdan 94 aldığımdan beri şu kızlar hayatımı cehenneme çevirdiler. | Open Subtitles | ابدا منذ ان اخذت 94 في الفيزياء المتوسطة هاتان الفتاتان عملتا على جعل حياتي جحيما |
Artık onun için çalışmıyorum, ama hâlâ hayatımı berbat edebiliyor. | Open Subtitles | صحيح أنني لم أعد أعمل معه لكن ما يزال بمقدوره جعل حياتي بائسة |
Yapma, ya onca zaman hayatımı kabusa çevirmeye uğraşman? | Open Subtitles | هيا, ماذا بشأن المرات الأخرى في الأسابيع السابقة التي حاولتِ فيها جعل حياتي تعيسة؟ |
Biliyorsun ki, çok ama çok uzaklara taşınmaya karar verirsen, hayatımı çok kolaylaştıracaksın. | Open Subtitles | أتعلم إن بإمكانك جعل حياتي أسهل كثيراً لو قررتَ الرحيل بعيدا |
Annenle barışmak için çok çaba sarf ettin ve inan bana bu benim hayatımı çok daha kolay bir hâle getirdi. | Open Subtitles | لقد عملتي بشكل كبير للصلح بينك وبين أمك وصدقيني , بأن هذا جعل حياتي أسهل كثيراً |
Ki orada, hayatımı cehenneme çeviren ve sizin gibi danışman olan eski kocamla tanışmıştım ta ki yaşam partnerim Deandra'yla tanışana dek. | Open Subtitles | وهناك قابلت زوجي السابق، مستشار اداري يشبهك بالضبط جعل حياتي جحيماً |
Beni bu yüzden kovamazdı ama hayatımı cehenneme çevirebilirdi. | Open Subtitles | لمْ يستطع طردني بناءً على ذلك، لكن بإمكانه جعل حياتي جحيماً. |
Bak, bir asansör bozuk ve bu hayatımı karartıyor, tamam mı? | Open Subtitles | أجل اسمع، لدي مصعد معطل وقد جعل حياتي بائسة |
Hak etsem de hayatımı daha kötüleştirdi bu aramalar bu arada. | Open Subtitles | مما جعل حياتي أكثر بؤساً، بالمناسبه وبالرغم من هذا، فقد استحققت هذا |
almam gerekiyordu. Yoksa Güney taşrada yetişen parasız, bağlantısız, etkisiz bir kızın sınırları hayatımı belirleyecekti. | TED | كان علي فعل ذلك، أو جعل حياتي تُحدد من خلال الحواجز بالنسبة لفتاة نشأت في منطقة جنوبية بعيدة، دون توفر المال، ولا معارف، ودون تأثير. |
O adam hayatımı cehenneme çevirdi. | Open Subtitles | رباه ذلك الرجل جعل حياتي جحيماً جحيم |
Senin arkadaşlığın da benim hayatımı zenginleştirdi. | Open Subtitles | بأن تكون صديقي جعل حياتي غنية يا بيت |
Aynı okula gitmiştik ve hayatımı zindana çevirmişti. | Open Subtitles | " لقد كنا نذهب لمدرسة واحدة معاً وقد جعل حياتي جحيماً " |
Bailey ve arkadaşları hayatımı acınacak hale getirebilir. | Open Subtitles | بيلي وصديقاتها تسطيع جعل حياتي بائسة. |
hayatımı elinden geldiğince zorlaştırmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | أتحاول جعل حياتي أصعب مما هي عليه؟ |
Shivraj hayatımı cehenneme çevirdi. | Open Subtitles | ذلك الشيفراج جعل حياتي جحيماً. |
Çift ırklı olmanın hayatımı çok daha kolaylaştırması. | Open Subtitles | أنه كوني بين العرقين جعل حياتي أفضل |