Ve Tanrılar bunu karşımıza kızımın kocası olarak getirmeyi uygun buldu General Claudius Glaber. | Open Subtitles | لذلك ارتئى المجلس أن يشملوا العرض القادم بإسم زوج ابنتي ليغاتوس كلوديوس جلابر |
Capua'daki siz, bütün saygın kişilerin şereflendirmesiyle General Cladius Glaber'in himayesini kutlamaya geçelim. | Open Subtitles | وبحضور أكثر مواطني (كابوا) احتراماً قدِموا ليشاركونا بالاحتفال ! (بحظوة المندوب (كلوديوس جلابر |
Glaber ve askerleri etle ziyafet çekiyor! | Open Subtitles | بينما يتغذى "جلابر" والرومانيون على اللحم |
Glaber'in soktuğu yaraktan olmalı. | Open Subtitles | لابدَّ أنه قضيب "جلابر" الذي أجبركَ على إدخاله |
Glaber idamdan bahsetti. | Open Subtitles | فالأمر مهزلة حقيقية - لقد قال "جلابر" بأنه حكم إعدام - |
Capua'daki siz, bütün saygın kişilerin şereflendirmesiyle General Cladius Glaber'in himayesini kutlamaya geçelim. | Open Subtitles | وبحضور أكثر مواطني (كابوا) احتراماً قدِموا ليشاركونا بالاحتفال ! (بحظوة المندوب (كلوديوس جلابر |
Kendini Glaber ile hak ettiği şeyin arasına mı koydun? | Open Subtitles | هل تضع نفسك بين (جلابر) و بين ما يستحقه ؟ |
Ve bir lejyon oluşturduklarında yeniden Glaber ve Roma halkıyla yüzleşeceğiz. | Open Subtitles | "و عندما يُصبحون "فَيلقاً (سنُواجه (جلابر و جَحافل "روما" مره أخرى |
Ben, General Cladius Glaber, Quintus Lentulus Batiatus'a himayemi ve himayemin getireceği ayrıcalıkları bağışlamaktan onur duyarım. | Open Subtitles | (بعظيم السرور، أنا المندوب (كلوديوس جلابر قررت منح (كوينتس لينتولوس باتياتوس) حظوتي مع كل المنافع المشمولة |
Glaber himayesini bağışlayınca nüfuzlu adamlar beni kardeşleri gibi görmeye başladı. | Open Subtitles | ما إنْ منحني (جلابر) الحظوة ! حتى تسابق ذوو النفوذ لتحيتي كأخيهم |
Glaber'ın himayesi, Capua'nın kaymak tabakasına girişimiz vaat edilen politika geleceğim... | Open Subtitles | ،حظوة (جلابر)، النفاذ لطبقات (كابوا) العليا الوعد بمنصب سياسي |
Glaber'in himayesi bizi elit tabakaya sokmuş olabilir. Ama orası kurtlar sofrası. | Open Subtitles | ربما حظوة (جلابر) عبّدت الطريق نحو النخبة لكنّهم ذوو شهية مفترسة |
Glaber'in desteğinin sağlanmasına bile yardım etti. | Open Subtitles | حتى إنّها ساعدت بإرغام (جلابر) على الحظوة |
Glaber en tehlikeli aptallardan biri. | Open Subtitles | إنَّ "جلابر" هو أخطر أنواع المغفلين |
Siktiğimin General Glaber'ı beni sıradan bir köle gibi hiçe sayıyor, ama yok! | Open Subtitles | متى يغادرني هذا الحظ ؟ (جلابر) يعاملني كعبدٍ حقير ثم ابتلى بمثل هذا الآن |
Glaber'dan medet umacağımıza Licinia'dan Marcus Crassus'u alsak? | Open Subtitles | ما حاجتنا إلى (جلابر)؟ (لايكينيا) تعطينا (ماركوس كراسوس) |
Kusura bakma, seni Glaber'in karısıyla eşleştirmek tâlihsiz bir kazaydı. | Open Subtitles | اعتذاري (كان خطأ مؤسفاً أن تعاشر زوجة (جلابر |
Bunu düşünmeyi bırak da aklını Glaber'ın gelişine ver. | Open Subtitles | -إنها ضرورة اتركي هذه المسألة جانباً وركزي ذهنك على وصول (جلابر) |
General Glaber şu anda himayesini bağışlamak üzere buraya geliyor. | Open Subtitles | في هذه اللحظة يرعد المندوب (جلابر) نحونا ليمنحنا حظوته |
Glaber ya isteklerime boyun eğecek ya da reddederken terbiye edilecek. | Open Subtitles | (جلابر) سينحني إلى إرادتي أو سيتكسر إذا أنكرها |