Ancak daha rahat ve huzurlu olduğundan emin olmak için mümkün olan her şeyi yapacağımdan şüphem yoktu. Ona sıcak bir battaniye ve bir bardak kahve götürdüm. | TED | لكنّي كنت ملزِماً نفسي بعمل كل ما هو ممكن لأجعلها تشعر بالراحة. جلبت لها بطانية وفنجان من القهوة. |
Ben turtamı götürdüm, tabağımı geri aldım. Bitti. | Open Subtitles | جلبت لها الفطيرة, واسترجعت الصحون في النهاية |
Kahvesini götürdüm ve Noah'nın kitabını okuyordu, sadece- | Open Subtitles | لتوّي جلبت لها القهوة وكانت تقرأ كتاب "نوا" وكانت.. |
Çiçek götürdüm. | Open Subtitles | لقد جلبت لها الزهور |