"جليًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Belli
        
    • aşikârdı
        
    Beni ele verecek olsaydın, çoktan verirdin. Belli ki beni buraya boşuna getirmedin. Open Subtitles لو كنت ستسلّمني لفعلت سلفًا، لذا جليًا أنك أحضرتني لهنا لسببٍ ما.
    Belli ki zamanda yolculuk yapan birinden yardım almışlar. Open Subtitles جليًا أن الفاعل ساعده ما يشبه حليفًا يسافر عبر الزمن.
    - Belli ki vürüslü askerlerle çarpışırken yaralanmışsınız. Open Subtitles جليًا أنّك جرحت أثناء مواجهتنا مع المصابين.
    Belli ki kendi çıkarların için kitle imha silahlarına el koyduğuna şahit olmuş. Open Subtitles جليًا أنه دخل أثناء محاولتك غير القانونية للاستيلاء على سلاح دمار شامل لمصلحتك الخاصة.
    Bu işi tek başınıza halledemeyeceğiniz aşikârdı. Open Subtitles بدا الأمر جليًا بالنسبة إلي أن هذه الأعمال لا يمكن أن تدار وحدها
    Gitmiş işte. Bir not da bırakmamış. Belli ki bulunmak istemiyor. Open Subtitles غادر، ولم يترك ملاحظة، جليًا أنه يأبى أن يتم إيجاده.
    Gitmiş işte. Bir not da bırakmamış. Belli ki bulunmak istemiyor. Open Subtitles غادر، ولم يترك ملاحظة، جليًا أنه يأبى أن يتم إيجاده.
    - Ve tekrar. - Belli ki karşımızda yeni biri var. Open Subtitles وتكرارًا، جليًا أننا نتعامل مع لاعب جديد.
    Ama bu sabah dokuz tane mesaj bırakmışsın... - Belli ki bir şey istiyorsun. - Hayır. Open Subtitles تركت لي 9 رسائل صبيحة اليوم، لذا جليًا أنّك تريد شيئًا.
    Ama bu sabah dokuz tane mesaj bırakmışsın... - Belli ki bir şey istiyorsun. Open Subtitles تركت لي 9 رسائل صبيحة اليوم، لذا جليًا أنّك تريد شيئًا.
    - Belli ki çekmişler ama görevimiz değişmedi. Open Subtitles جليًا أنهم فعلوا، لكن مهمتنا ما زالت واضحة.
    - Kes. Belli ki şoktasın. Open Subtitles توقف، جليًا أنك تهذي من أثر الصدمة.
    Belli ki Capone bir şekilde kendisini Ness'in yakalayacağını öğrenmiş. Open Subtitles جليًا أن (كابون) علم أن (نيس) هو من سيوقع به.
    - Belli ki bulunmak istemiyor. Open Subtitles جليًا أنه لا يودّ أن يُعثَر عليه.
    Bay Edlund Belli ki hastalıklı bir kişi fakat şu anda onun sebepleri ile ilgili bir yorumda bulunamam. Open Subtitles جليًا أن السيد (إدموند) شخص مضطرب لكن لا يمكنني التعليق على دوافعه حاليًا.
    Belli ki bazı insanlar "yalnız kalmak istiyorum" lafıma inanmakta güçlük çekiyor. Open Subtitles {\pos(190,220)}جليًا أن بعض الناس يشق عليهم تصديقي حين أقول أنّي أود البقاء بمفردي.
    Bay Edlund Belli ki hastalıklı bir kişi fakat şu anda onun sebepleri ile ilgili bir yorumda bulunamam. Open Subtitles جليًا أن السيد (إدموند) شخص مضطرب لكن لا يمكنني التعليق على دوافعه حاليًا.
    Belli ki, ...sarılıp selamlaşma faslını geçiyoruz. Vincent? Open Subtitles جليًا أننا سنتخطى الأحضان والترحاب، (فينسنت)؟
    Evet, Phil biriyle meşgul oldu ve sonra Belli ki karakola geri çekildi. Open Subtitles أجل، (فيل) اشتبك مع أحد، ثم جليًا أنه تراجع إلى المخفر الأمامي.
    Bu işi tek başınıza halledemeyeceğiniz aşikârdı. Open Subtitles بدا الأمر جليًا بالنسبة إلي أن هذه الأعمال لا يمكن أن تدار وحدها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more