Bilirsin, örümcek ağları... ..toz, kafatasları. | Open Subtitles | حسنا.انتي تعرفين.انسجة العناكب غبار.جماجم بشرية. |
Çünkü burası Romalıların insanları çarmıha gerdiği alandı, Ve etrafta kafatasları ve kemikler vardı. | Open Subtitles | لأنَّها البُقعة التي كان يصلبُ فيها ..الرومان البشر و كان هُناك جماجم و عظام مُلقاة في الأنحاء |
Bizim, vücudumuzdaki en önemli organımızı: beynimizi koruyan güçlü kafatası kemiklerimiz vardır. | TED | لدينا عظام جماجم قوية تحمي أهم عضو في جسدنا : الدماغ. |
Dünya üzerinde bulunmuş en az bir düzine kristal kafatası sayabilirim,... ..fakat Nick'in Belize'de bulduğu gerçekten sıradışıydı. | Open Subtitles | يمكننى تسمية عدة جماجم كريستالية حول العالم لكن الجمجمة التى إكتشفها نيك فى بليز كانت فريدة من نوعها |
Ben de bu çiviye Yanki kafası diyeceğim. | Open Subtitles | -وانا سأعتبر هذا المسمار جماجم الشماليين |
Ama korkutmak konusunda Dolphin'i 10 Kurukafa ile ödüllendiririm. | Open Subtitles | ولكن على المقياس فإني امنح فندق الدلفين عشر جماجم. |
Chupacabraların kafataslarından kan içerlermiş. | Open Subtitles | سمعت أنهما شربا الدم من جماجم مصاصي دماء الماعز. |
Dibe vurduğumda adamların kafalarını bacaklarımın arasına kıstırıp serçe yumurtası gibi kırıyordum. | Open Subtitles | كنت أحطم جماجم الناس كبيض العصافير بين فخذيَّ |
Çocukların kafatasları kırılmıştı. | Open Subtitles | لم يمكن التعرف عليهم جماجم الاطفال سحقت |
İnsan kafatasları süs olarak kullanılmış. | Open Subtitles | جماجم بشريه أستخدمت كحلى و زخارف |
Bu tarafa kaçtık ve her tarafta kafatasları var. | Open Subtitles | أننا هربنا كل تلك المسافة، و توجد جماجم في كلّ مكان! |
Dünyanın yanması, ezilen kafatasları ve bir sürü anlamsız konuda bağırmaya başladı. | Open Subtitles | بدأت تصرح حول نهاية العالم، و جماجم مندثرة أو هراء من هذا القبيل! |
Meyerbeer'in "Şeytan Robert" 1831 prodüksiyonundan ahşap bir tabanca ve üç insan kafatası. | Open Subtitles | القطعة رقم 664 وهي مسدس خشبي وثلاث جماجم إنسانية من إنتاج 1831 لروبرت لو ديابل وقام بها ميربير |
Onlar tek başına çalışmak, kurbanlarının kafatası kırma genellikle . | Open Subtitles | يعملون لوحدهم ، عادة يحطمون جماجم ضحاياهم |
Arkada kafatası olan deri ceketli tipler tarafından kaçırıldık. | Open Subtitles | لقد تم اختطافنا من قبل رجال يرتدون ستراً جلدية مرسوم عليها من خلف جماجم |
Ben de bu çiviye Yanki kafası diyeceğim. | Open Subtitles | -وانا سأعتبر هذا المسمار جماجم الشماليين |
Kolunda Kurukafa dövmeleri vardı. | Open Subtitles | رجع للبيت هو يرتدي زياً أسود كان عنده وشوم جماجم على ذراعه |
İçkilerini düşmanların kafataslarından içen bu acımasızların tek bir özellikleri var korku nedir bilmezler! | Open Subtitles | هؤلاء هم المحاربون عديموا الرحمة الذين يشربون في جماجم أعدائهم لديهم خاصية واحدة... أنهم لا يعرفون الخوف |
Kafir bir yerli gibi yüzünü boyamadığına ve kendi bölüğündeki askerin kafalarını parçalamadığını söylemen için meydan okuyorum! | Open Subtitles | ... اتحداك بأن تخبرني بأنك لم تصبغ وجهك كالهنود الكفرة وقمت بتحطيم جماجم رفاقك في الحملة العسكرية |
Cattle Skull Testing Grounds ve Rancho Relaxo`ya gidecek tüm yolcular... | Open Subtitles | وحدائق "جماجم الماشية" و"مزرعة الاسترخاء". |
"İnsan kafatasısı" diyerek ne ima etmiş olabilirim? | Open Subtitles | كم طَريقة توجد لأعني بها "جماجم بشرية"؟ |
Her yerde kurukafalar var. Ölümle ilgili şarkılar dinliyor. | Open Subtitles | هناك جماجم في كل مكان إنه يستمع لموسيقي "ديث ميتال" |
Düşmanlarının kafataslarını ezip, tozunda içiyorlar. | Open Subtitles | يسحقون جماجم أعدائهم، ليحولوها إلى ذرات كالغبار ومن ثم يشربونها |
Greg geçen yıl büyük bir sinir krizi geçirdi. Fare iskeletlerini camdan dışarı fırlattı. | Open Subtitles | كان لدى (غريغ) إنهيار كبير في العام الماضي، مثل رمي جماجم الفئران من النافذة. |
İnsanların kafataslarının içine gözümü kırpmadan bütün gün elimi sokuyorum. | Open Subtitles | أنا أغرس يدي في جماجم الناس كل يوم ولم يرمش لي جفن |