| Şimdi dans edeceğim. Babam orada Güzel kızlar var dedi. | Open Subtitles | سأرقص الان يقول أبى ان هناك فتيات جميلات فى الخارج |
| Artık kapımda beyaz atlar ya da Güzel bayanlar yok. | Open Subtitles | لم تعد هناك جياد بيضاء او سيدات جميلات امام بابى |
| Ne? güzeller. Seyahat ederler. | Open Subtitles | إنهم جميلات, أغنياء, ولا يجب أن تفضى وقتاً طويلاً معهم |
| Tüm aktristler senin kadar gerçekten güzeller mi? | Open Subtitles | هل كل الممثلات جميلات حين مقابلتهن شخصياً مثلكِ ؟ |
| Bir sürü sevgilisi olan bir kız hoş olamaz. | Open Subtitles | النساء من هذا النوع ليسوا جميلات لهذه الدرجة |
| Sevimli veya zeki olmasalar da. | Open Subtitles | حتى الذين ليسوا جميلات أو أذكياء أو صغار. |
| Kendinize bir bakın. Çok güzelsiniz. | Open Subtitles | إنظروا إلى أنفسكم أنتم الإثنتين, فأنتن جميلات |
| Şu anı gördüm üç kızımın da, Güzel genç kadınlar olarak önümde durduğunu ve her şeyin Güzel olacağını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتُ هذه اللحظة، بناتي الثلاثة واقفات بجانبي كنساء جميلات ويافعات، ولذلك عرفتُ بأنَّ كل شيء سيكون على ما يرام |
| Bunun benim partim olması, Güzel garsonların dağıttığı pastanın üzerindeki dondurma kadar güzeldi. | Open Subtitles | حقيقة أنه كان حفلي كانت تكسو الكعك الجميل الذي كانت تقدّمه نادلات جميلات |
| Ben inek falan değilim. Şehrin en Güzel kızıyla çıkıyorum. | Open Subtitles | احب الهواء الطلق فهو يحررك بهذه الاثناء مع نساء جميلات |
| Bütün eski kız arkadaşların bu kadar Güzel olmak zorunda mı? | Open Subtitles | هل كل حبيباتك السابقات كان عليهن ان يكن جميلات جداً ؟ |
| Tam da istediğim tipte kadınlarla dolu Güzel, zengin, evli ve mutsuz. | Open Subtitles | مليئة بالنساء اللاتي أفضلهنّ جميلات , ثريات , متزوجات و غير سعيدات |
| Hayir. Isveç'li kizlar çok güzeller. | Open Subtitles | لا، الفتيات السويديات جميلات جداً. |
| ÜÇ ortak yönleri var.. Çok zekiler, Çok güzeller... | Open Subtitles | لديهن3 قواسم مشتركة انهن ذكيات، جميلات |
| Teşekkürler hayatım, çok güzeller. | Open Subtitles | شكراً لك، عزيزي. كم هن جميلات. |
| Hayatımda bu kadar Güzel insanlarla ve hoş kızlarla tanışmamıştım. | Open Subtitles | لم أقابل فى حياتى أناسا طيبين أو فتيات جميلات الى هذا الحد |
| Kızlar harika olmaz. Güzel, ya da "Sevimli" olabilirler, hatta ciddi diyet yaparlarsa, seksi bile olabilirler. | Open Subtitles | الفتيات لسنّ رائعات وإنما هم يمكن أن يكونوا جميلات او لطيفات و.. |
| Babam tüm çirkin kızlara hep aynı şeyi söylerdi, "güzelsiniz"... | Open Subtitles | ذلك ما أَبُّي كَانَ يَدْعو النِساءَ القبيحاتَ - - جميلات. |
| Arkadaşlarınız da bayağı güzelmiş. Doğrusu, çok hoş hanımlar. | Open Subtitles | الآن، تلك بعض الفتيات النحيفات جميلات المظهر، نعم، هنّ كذلك. |
| Çok küçük, çok tatlı ve tapılası şeyler. | Open Subtitles | إنهن صغار للغاية, و جميلات للغاية و لطيفات للغاية. |
| Sahilde biraz yürüyüş yapacağız ve şu seksi Malibu hatunlarını keseceğiz. | Open Subtitles | سوف.. سوف نقوم بمشية على الشاطئ وسنحدق في أجساد جميلات ماليبو |
| Hepsi çok güzeldir kurt sürüsü gibi servetine üşüşene kadar. | Open Subtitles | كلهن فتيات جميلات إلى أن يسعين وراء مالك كالذئاب الجائعة |
| Bence çok tatlılar. Onlarla yaşamak zorunda kalan sen değilsin. | Open Subtitles | ـ أعتقد أنهن جميلات ـ أنت لا تعيش معهن |
| İnanılmaz ötesi taş olmaları lazım. Ya 9 ya da 10 yani. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا جميلات بجنون مثل تسع أو عشر من مقياس الجمال |
| Gizli ateşli kızlar kulübü yok, inanın bana olsa bilirdim. | Open Subtitles | لا يوجـد نـادي فتيـات جميلات سرّي صدقنـي كنت سأعرف ذلك |
| Şimdi biz güzeliz ve şimdi biz tek vücut olduk. | Open Subtitles | وأجسامنا تكون حرة... ، ونحن الآن جميلات نحن الآن جميلات، نحن الآن شخص واحد |
| harika'ydılar, güzellerdi... Senin üzerinde olacağım! | Open Subtitles | لديهن3 قواسم مشتركة انهن ذكيات، جميلات |