Samantha ile lisede yapmak üzere olduğumuz şey çok güzel ve çok özel olacaktı. | Open Subtitles | سامنثا في الصف العاشر سيكون جميلاً و صحيحاً |
Ve güzel ve Solgun Kalacaksın Tıpkı Onun Gibi | Open Subtitles | و إذا كنت جميلاً و شاحباً و تبدو كثيراً مثلها |
Hava güzel ve sıcaktı bu nedenle de zayıf menümü, gölde bol bol bulunan deniz alası ile zenginleştirmek istemiştim. | Open Subtitles | الطقس كان جميلاً و حاراً فقررت أن أغني وجبتي بسمك السلمون البني الوفير في النهر |
Artık bitmiş olabilir ama çok güzel ve gerçekti. | Open Subtitles | ربما قد إنتهى الآن. لكنهُ كان جميلاً و حقيقياً. |
Evet, güzel ve... acıklı. | Open Subtitles | أجل, لقد كان جميلاً و حزين. |
Gögüslerimin güzel ve sert olmasına rağmen, kendi kendilerine haraket edebilir ve değişik yönlere gidebilirler. | Open Subtitles | نعم، انظري، بالرغم من أن صدري يبدو جميلاً و مشدوداً، إلا أنه أحياناً يتصرف بذاته و يتحرك يمنة و يسرة بلا ضابط أو رابط... عندما تغيب عنه ملاحظتي... |
Onu güzel ve de acımasız buldu. | Open Subtitles | وجدته جميلاً و شرساً |