"جميل ولكن" - Translation from Arabic to Turkish

    • güzel ama
        
    • hoş ama
        
    Bu güzel ama bir o kadar da külfetli kuyruk, tavus kuşunun yırtıcılardan kaçmasını veya dişilere yaklaşmasını kolaylaştırmaz. TED جميل ولكن الذيل الثقيل لا يساعد الطاووس لتجنب الحيوانات المفترسة والاقتراب من أُنثى الطاووس.
    - Görmek istiyorum! - Güzel, ama yine de istemezsin. Open Subtitles لا , اريد رؤيته انه جميل ولكن لاتريدن رؤيته
    Evet evin çok güzel ama bana bir çok defa söylemedin mi burası Ricky'nin hayalindeki ev değil mi? Open Subtitles أجل، منزلكِ جميل ولكن ألم تخبريني مليون مرة أنه منزل أحلام ريك ؟
    Evet, saçların hoş.ama bence yüzünün görünmesi daha iyi olabilir. Open Subtitles ان شعرك جميل ولكن عندما ترفعيه يكون افضل حتى ارى وجهك
    Çok hoş ama iki kız kardeşle aynı anda çıkmanın, doğal bir tarafı yok. Open Subtitles اوه, هذا جميل ولكن ليس من العادي مواعدة اختان في نفس الوقت
    Bu güzel ama ben zor yolu seçiyorum ve istifalarınızı kabul etmeyerek... Open Subtitles هذا جميل, ولكن انا متفاجيء انك اخذت الطريق السريع
    Burası güzel ama bazen kendimi boğulmuş hissediyorum. Open Subtitles إنّه جميل, ولكن أشعر بالإختناق أحيانًا.
    Annemindi. - Çok güzel, ama eski bir görünümü var. Open Subtitles لقد كان لأمى - إنه جميل ولكن قديم -
    Çok güzel ama kabul edemem. Open Subtitles إنه جميل ولكن لا يمكنني قبوله
    Alt taraf gayet güzel ama... Open Subtitles -أجل أعني بان المكان هنا في الأسفل جميل ولكن...
    güzel ama modası geçmiş bir prensip bu. Open Subtitles وهو مبدأ جميل ولكن توقيته سيء
    Bu çok güzel, ama... Open Subtitles هذا كلام جميل ولكن أنا... . ً
    Tamam, bu güzel ama... Open Subtitles -حسنً هذا جميل ولكن ..
    - Ne kadar hoş ama yanımda bir sürü doktor ve hemşire var. Open Subtitles وهذا جميل ولكن هناك حشد غفير من الأطباء والممرضات من أجلى هنا
    Aşağısı gerçekten çok hoş ama... Open Subtitles أعني بان المكان هنا في الأسفل جميل ولكن...
    Her şey iyi hoş ama bizim asıl endişemiz pazar rakamları değil. Open Subtitles كل هذا جميل ولكن ما نحن قلقون بشأنه هو ان ما حدث اكبر من مجرد حادث بقالة (يتحدث عن مشكلة تسبب بها (ارثر) مسبقا)
    Bak, Joan, bu çok hoş, ama bana teşekkür etmene gerek yok. Open Subtitles "انظري (جون). , هذا كله جميل" "ولكن لاداعي ان تشكريني"
    hoş ama ötekini dene. Open Subtitles جميل , ولكن جربي شيئاً آخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more