Onun basit sinir sistemi sadece 300 nörondan ibaret. | TED | جهازها العصبي البسيط يتكون من 300 خلية عصبية فقط. |
- Geçen hafta zatürreden öldü, bağışıklık sistemi kanser tedavisine daha fazla dayanamadı. | Open Subtitles | أجل، لكنها توفت الأسبوع الماضي نتيجة إلتهاب رئوي جهازها المناعي لم يستطع تحمل معالجات السرطان |
bağışıklık sistemini zayıflatarak iyileşme yeteneğine darbe vurmuş ve organlarına zarar vermeye başlamış. | Open Subtitles | إلى حساسية خطيرة؟ يضعف جهازها المناعي، يمنع قدرتها على الشفاء و تهدئة أجهزتها |
Eğer sinir köprüsünü çıkartmazsan, sinir sistemini çökertecek.. | Open Subtitles | لا يوجد هنالك وقت اذا لم تستأصل تلك الجرعة منها ستقوم بتدمير جهازها العصبي |
Doku örnekleri onun sisteminde benzodiazepine olduğunu gösterdi.* | Open Subtitles | أظهرت عينات الانسجه البنزوديازيبين في جهازها |
"Venüs Sinek Kapanı, saf avını sindirim sistemine çekmek için yem kullanan etçil bir bitkidir." | Open Subtitles | نبتة فينوس فلايتراب هي نبتة لاحِمة تستعمل الطعم لجذب الفريسة إلى جهازها الهضمي |
Maddox sonra Rosalie'yi öldürüp, onun bilgisayarını aldı. | Open Subtitles | بعدها قتل " مادوكس " , " روزلي " وأخذ جهازها |
bağışıklık sistemi melanomla savaşsaydı hiç yayılmazdı. | Open Subtitles | لو كان جهازها المناعيّ يحارب الميلانوما، فما كان لينتشر أبداً |
Günümüzün mikroorganizmaları onun bağışıklık sistemi için fazla güçlü. | Open Subtitles | الكائنات الدقيقة بوقتنا هذا هي قوية جداً على جهازها المناعي |
Aslunda ilk yıllarında ne kadar bakteriye maruz kalırsa bağışıklık sistemi o kadar gelişir. | Open Subtitles | في الواقع، كلّما تعرّضت للجراثيم في سنواتها التشكيليّة، فإنّ جهازها المناعي سيزداد قوّة. تفضّلوا. |
20? 23? - Üretim sistemi tamamen gelişmiş. | Open Subtitles | جهازها التناسلي يجب أن يكتمل تماما ً |
Sen bir kadını, kendi ablanı, üretim sistemi kemoterapi yüzünden çalışmaz hale gelen, kısır olan bir kadını alıp, onun hamile kalmasını sağladın. | Open Subtitles | أخذت إمرأة... أختك و الذي كان تدمر جهازها التناسلي إثر العلاج الكيميائي |
Augmentin, bağışıklık sistemini yok etmekten daha güvenli. | Open Subtitles | تزويد خلاياها البيضاء أكثر أماناً من تدمير جهازها المناعي |
Bunu bağışıklık sistemini toptan değiştirerek yapabiliriz. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لفعل هذا هو استبدال جهازها المناعي كله |
Bagisiklik sistemini desteklemek için yüksek seviyede kemoterapi uygulanabilir. | Open Subtitles | نحن نعطيها مستويات عالية من العلاج الكيميائي من أجل تحجيم جهازها المناعي |
Kafasına gelen darbe, solunum sistemini zayıflatmış bu da resmi ölüm sebebi olan boğulmaya katkı sağlamış. | Open Subtitles | أجل , الضربة التي تلقتها على رأسها أضعفت جهازها التنفسي و التي ساهمت بمعرفة سبب الوفاة الرسمي ألا و هو الإختناق |
Sindirim sisteminde beyin olan uçak kazasındaki kız. | Open Subtitles | فتاة الطائرة المحطمة تلك التي لديها دماغ في جهازها الهضمي |
Bu da merkezi sinir sisteminde sorun olduğunu gösterir. | Open Subtitles | مما يعني أن جهازها العصبي المركزي معطّل |
Sindirim sistemine test sürüşü yaptır. Ona ışınım geçirmeyen milkshake verin. | Open Subtitles | أخضعا جهازها الهضميّ لاختبار الجودة وأعطياها مخفوق لبن معتم للأشعة |
Biz hala ... bilgisayarını kontrol ediyorum. | Open Subtitles | ولا زلنا نتفحصُ جهازها المكتبي |
Bu durum üreme sisteminin düzenini bozuyor ve zamanından önce çalışmaya başlıyor. | Open Subtitles | سبب تشوش جهازها التناسلي و يبدأ بالعمل مبكراً |
Zoe'nin dirilme programı, o öldükten sonra bilgisayarından alınmıştı. | Open Subtitles | برنامج إحياء زوى لقد تم تحميله من جهازها بعد موتها |