Ve eğer kanser değilse, ya biz kanser ederiz ya da tüm bağışıklık sistemini yok ederiz. | Open Subtitles | وإن لم يكن مصاباً بالسرطان فسوف نسبّب له واحداً أو ندمّر جهازه المناعيّ بالكامل |
Elimizde bağışıklık sistemini riske atacak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وهذا صحيح لأيّ شيء قد يتلف جهازه المناعيّ |
O birisi için utanç verici bir durum. Ona verdiğimiz steroitler de bağışıklık sistemini baskı altına aldı. | Open Subtitles | والستيرويدات التي أعطيناه قامت بقمع جهازه المناعيّ |
bağışıklık sistemini kapatarak, vaksinia virüsüne karşı onu savunmasız bıraktı ki bu da interferon ile iyileştirilebilir. | Open Subtitles | وأصاب جهازه المناعيّ وجعله عرضة لفيروس اللقاح وهو ما سيتعافى منه بالإنترفيرون |
Demek ki bir şey bağışıklık sistemini yıkıyor. | Open Subtitles | واضح أنّه ثمّة ما يضرب جهازه المناعيّ |