| Adam Jannsen ölmeden 3 gün önce Gulliver'ı ziyaret etmiş. | Open Subtitles | لقد زار "أدم جانسن" "جوليفر" 3 أيام قبل أن يموت |
| Kendimi Gulliver'in Gezileri'nde gibi hissettim. | Open Subtitles | بطريقة جوليفر للرحلات نوعاً ما |
| Sormamda sakınca yoksa, siz neden Gulliver'la ilgileniyorsunuz. | Open Subtitles | إذ كنت لا تمانع من السؤال، لماذا تهتم بأمر "جوليفر"؟ |
| Bu akşam Gulliver'ı geceden 6'ya kadar o izleyecekti. | Open Subtitles | لقد قصد ذلك حتى يتم يمنع مراقبته الليلة في منتصف الليل "جوليفر" حتى السادسة |
| Bu adlandırılamamış felakete "Gulliver'in küresi" ismini veriyorum. | Open Subtitles | علينا أن نسميه جرم جوليفر |
| Kendimi Gulliver gibi hissettim. | Open Subtitles | انا اشعر كاننى جوليفر |
| Lemuel Gulliver adındaki bir adamın hikâyesi ve onun garip ve farklı adalara olan yolcuğu hakkında. | Open Subtitles | إنها قصة عن رجل يُدعى (ليمويل جوليفر)؛ وسفره إلى جميع هذه البلدان الغريبة والمختلفة |
| Bence Gulliver'a bir şey sattı. | Open Subtitles | أعتقد بأنه باع شيء إلى "جوليفر" |
| Biri Gulliver'ı sandalyeye bağlayıp ateşe verdi. | Open Subtitles | شخص ما ربط "جوليفر" بالكرسي وأحرقه |
| - Gulliver, majesteleri. | Open Subtitles | - جوليفر ، يا صاحب الجلالة |
| Onlara John Gulliver'ın burda olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبريهم بأن "جون جوليفر" هنا |
| Gulliver'ı nasıl buldun? | Open Subtitles | إذًا، كيف وجدت "جوليفر"؟ |
| Pek iyi hissetmiyorum, Bay Gulliver. | Open Subtitles | لستُ بأفضلِ حال (سيد (جوليفر |
| Ve Gulliver? | Open Subtitles | و"جوليفر"؟ |