| Juliet, güney pasifikteki yıllık orgazmını kesip gelmeyecektir ve oğlanları da biliyorsun. | Open Subtitles | جولييت لن تستعمل سنواتها الطويله للنشوة الجنسيه في جنوب المحيط الهادي واخواني |
| Çünkü onun polislere gidip Juliet'in bana neler yaptığını anlatacağını biliyor. | Open Subtitles | لأنه يعلم أنها ستذهب إلى الشرطة وستخبرهم بما فعلت جولييت بي |
| Küçük bir dünyanın hikâyesini asla kaçırmam, Juliet ve Romeo'su. | Open Subtitles | اذا كانت هذه مثل قصة ماريا ثم قصة جولييت ورميو |
| - Bak Nick, burada Juliette'in yanında kalmak istediğini biliyorum. | Open Subtitles | انظر, نيك اعلم بانك تريد البقاء هنا.. والمكوث برفقة جولييت |
| Kimsenin bunu değiştirmek için yapabileceği bir şey yok Juliette. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكن لأي شخص القيام لتغيير ذلك، جولييت. |
| Ufacık da olsa Juliette'e yardım etme ihtimali varsa evet. | Open Subtitles | لو كان هناك حتّى أمل ضعيف من مساعدة جولييت فسأفعل |
| - Kokusunu buradan alabiliyorum. - Juliet'den neden nefret ediyoruz? | Open Subtitles | أستطيع شمها من هنا ذكريني مجددا لماذا نكره جولييت ؟ |
| Juliet: Nasıl bir doygunluk bekliyorsun ki bu gece? | TED | جولييت: ما هو الارتياح الذي تستطيعين الوصول إليه الليلة؟ |
| Romeo Montague ve Juliet Capulet çıkmaya başlarlar. | TED | روميو من عائلة مونتيجيو لديه علاقة ب جولييت من عائلة كابوليت. |
| Metaforun kaynağı hakkında tüm bildiklerimizi bu durumda güneşi hedefi ile, yani Juliet hakkında bildiklerimizle, kaynaştırırız. | TED | نحن نخلط و نطابق ما نعرف عن مصدر التعبير المجازي، في هذه الحالة الشمس، مع ما نعرف عن الهدف، جولييت. |
| Juliet. ne düşünüyorsun evlilik hakkında? | Open Subtitles | أخبرينى يا ابنتى جولييت كيف تتصرفين ازاء فكرة زواجك ؟ |
| "Romeo ve Juliet" de anlamadığım tek şey neden Romeo'nun zehiri içmekte acele ettiği. | Open Subtitles | ما لم افهمه فى روميو و جولييت هو لماذا اخذ روميو السم بهذه السرعة |
| Beni dinle, şu anda senin Juliet'ine Romeoculuk yapmak için fazla meşgulüm tamam mı? | Open Subtitles | استمعى لي. أنا مشغول قليلا في الوقت الحالي لألعب دور روميو إلى جولييت الخاص بك. |
| Kararlaştırıldı öyleyse, Perşembe'ye! Hanım! Yatmadan önce Juliet'in yanına git. | Open Subtitles | ليكن الخميس إذن إذهبي إلى جولييت قبل نومك |
| Merkeze dön. Juliette'in telefonunu takip et. Şehirden çıkmadan onları bulmamız lazım. | Open Subtitles | عُد للمركز و قم بتعقّب هاتف جولييت نحتاج للوصول لهم قبل اختفاءهم |
| Juliette için en iyi şansımız onun savaş pilotu geçmişine odaklanmamız. | Open Subtitles | يبدو أن أفضليتنا مع جولييت هو التركيز على تايلور كطيارة محاربة |
| Juliette alabildi, çok iyi bir pazarlık kabiliyeti var. | Open Subtitles | وجدته جولييت. انها رائعة. إنها بارعة في شراء الأشياء بأقل الأسعار |
| İşte Juliette böyle, saat 15.37'de, önündeki magazin dergisinin dönen sayfalarındaki nesneleri izleyip duruyor. | Open Subtitles | هكذا نظرَت جولييت عند الساعة 3: 37 ظهرا، إلى صفحات هذا الشيء والذي يسمى بلغة الصحافة، |
| Saat 16.10'da, o öğleden sonra Juliette ve Marianne'ın Juliette'in kocasının çalıştığı garaja gelişlerini, nasıl gösterir veya anlatabilirsiniz? | Open Subtitles | كيف تقول أو تبين أن في الساعة 4: 10 عصر ذلك اليوم، جاءت جولييت وماريان لأحد ورش السيارات حيث يعمل زوج جولييت؟ |
| Tabii ki ortada bir Juliette, kocası ve garaj var ancak tüm bunlar imgeleri açıklamak için kullandığımız kelimeler değil mi? | Open Subtitles | صحيح أن هنالك جولييت وزوجها والورشة ولكن هل هذه هي الكلمات والصور الصحيحة لوصف الحدث؟ |
| Hadi be dostum. Adam Joliet hapishanesinde 3 yıl yattı. | Open Subtitles | هيا يا رجل لقد ظل ثلاث سنوات يعاملها وكأنها جولييت |
| - Şey, ilk sezon çekimlerimizi yaptığımız Julliet hapishanesinde oluştu. | Open Subtitles | -فقط بوجودي بـ "إصلاحية جولييت " و هو المكان الذي صورنا به المسلسل، بالموسم الأول |
| - Dikkat et sevgilim. - Bu eldiveni Romeo ve Jülyet'te giymişti... | Open Subtitles | احترسى يا عزيزتى هذا القفاز ارتدته فى روميو و جولييت |