"جيداً بما فيه الكفاية" - Translation from Arabic to Turkish

• yeterince iyi
• kadar iyi

Ne onun ne de bir başkası için yeterince iyi olmayacağım.
لم أكن جيداً بما فيه الكفاية معها أو مع أي أحد

Anlaşılan yeterince iyi değil.
إنه ليس جيداً بما فيه الكفاية على ما يبدو.

Onun için yeterince iyi olmadığını düşünüyorsun.
تعتقدين أنه ليس جيداً بما فيه الكفاية لها

Yoksa ben senin için yeterince iyi değil miyim?
أم فقط أنني لست جيداً بما فيه الكفاية لكِ؟

O'nunla ilişki kuracak kadar iyi değilim, değil mi?
أنا لست جيداً بما فيه الكفاية لكي أرتبط بها، أليس كذلك؟

yeterince iyi değil. Bak, şimdiye kadar yaptıklarımı alabilirsin.
ليس عرضاً جيداً بما فيه الكفاية أنظري ، يمكنكِ الحصول على العمل الذي قمت به حتى الآن

yeterince iyi değil. Yayın girişlerim senin işini oldukça zorlaştırıyor.
ليس جيداً بما فيه الكفاية ، إعتراضي للإرسال سيجعل من الصعب عليك القيام بأعمالك

çünkü Jack yeterince iyi değil
ليس لي، لا لم يكن جاك جيداً بما فيه الكفاية

Benim için yeterince iyi değildi zaten.
لم يكن جيداً بما فيه الكفاية لي على أية حال

İkincilik de senin için yeterince iyi.
المركز الثاني سيكون جيداً بما فيه الكفاية لك

Onun için yeterince iyi değilsin. O daha iyisini hak ediyor.
أنت لست جيداً بما فيه الكفاية لها إنها تستحق الأفضل

Ama yeterince iyi değil.
ولكنه ليس جيداً بما فيه الكفاية

- Bu yeterince iyi değil.
هذا ليس جيداً بما فيه الكفاية سيدي ؟

İyi görünümlü bir kör, onun için yeterince iyi görünümlü olup olmadığını anlayamaz.
إمرأة عمياء ذات مظهر حسن... لا تعلم عمّا إذا كنت جيداً... بما فيه الكفاية بالنسبة لها

- Hayır, yeterince iyi aramadın.
لا، أنتِ لم تبحثي جيداً بما فيه الكفاية

Onun için yeterince iyi değilim.
وأنا لست جيداً بما فيه الكفاية لها

Formayı taşımak için yeterince iyi değilsin!
لم تكن جيداً بما فيه الكفاية لكي ترتادي القميص!

Hayır, yeterince iyi değil, hayır.
لا ، لم يكن جيداً بما فيه الكفاية

Çünkü sen yeterince iyi değilsin.
لأنك لست جيداً بما فيه الكفاية.

O'nunla konuşmak için bile yeteri kadar iyi değilim, değil mi?
أنا لستُ جيداً بما فيه الكفاية لكي أتحدث حتى إليها، أليس كذلك؟