bizim için iyi olan diğer birşey de, internetti. | TED | شيئ آخر حصل , وكان جيدا لنا حقا , هو الإنترنت. |
bizim için iyi bir şey yaptın, farkındasın değil mi? | Open Subtitles | هل تعلم بأنك فعلت شيئا جيدا لنا .. |
Bu bizim için iyi olabilir. | Open Subtitles | من الممكن أن يكون أمرا جيدا لنا |
Bu bize iyi gelecektir. | Open Subtitles | سيكون ذلك جيدا لنا |
Oh, bize iyi gelir. | Open Subtitles | -حقا , سيكون ذلك جيدا لنا |
Adı Wachira ve onu 2 yıl önce işe aldığım zaman ona: "Bana iki yıl ver. O zamana kadar birçok insanı eğitmiş olacaksın ve elinin altında çok iyi bir kadro olacak sonra gidebilir ve bizim için iyi bir hikaye olursun." | TED | وهو يدعى "واشيرا"، وعندما قمت بتوظيفه منذ عامين، فقد طلبت منه، "أعطِنِي عامين فقط، مع وقت دربت به الكثير من الأشخاص حتى نمتلك فريق عمل جيد تحت قيادتك، بعدها يمكنك الرحيل وتصبح قصة جيدا لنا." |
Ama bu hala bizim için iyi bir şey olabilir. | Open Subtitles | لكن هذا لا زال شيئا جيدا لنا |
Hank, bizim için iyi olabilir. | Open Subtitles | (هانك) ربما يكون جيدا لنا ان نذهب |