Yani, mecbur değilim ama sizin için iyi bitmesine izin veremem. | Open Subtitles | أعني، بأخد المبدأ بعين الإعتبار لا يمكنني أن أدع هذا ينتهي بصورة جيدة لكم |
Bu haberin sizin için iyi olduğunu söylememiştim. | Open Subtitles | أنا لم أقل أنها أخبار جيدة لكم |
Ama şu an sizin için iyi bir işi var elinde çocuklar. | Open Subtitles | ولكن الآن، لديه مُهمة جيدة لكم |
Bu arada sizin için iyi haber. | Open Subtitles | مع ذلك ، أخبار جيدة لكم يا رفاق |
sizin için iyi haberlerim var. | Open Subtitles | لدي أخبار جيدة لكم |
Bu sizin için iyi haber. | Open Subtitles | تلك أخبار جيدة لكم يا رجال. |
Bu sizin için iyi haber olurdu. | Open Subtitles | تلك ستكون أخباراً جيدة لكم |