İyi ki burada kıyafet bırakmışım, yoksa şimdi bile kokumu alırdın. | Open Subtitles | شئ جيد أنني تركت ملابسي هنا وإلا لكنت تشم رائحتي حتى الآن |
İyi ki yemek almışım. Evde hiçbir şey yok. | Open Subtitles | جيد أنني أحضرت طعاماً فلا يوجد شيء في المنزل |
İyi ki yemek almışım. Evde hiçbir şey yok. | Open Subtitles | جيد أنني أحضرت طعاماً فلا يوجد شيء في المنزل |
Önemli değil. Bak, bunu öğrenmem iyi oldu. Karşılaşabileceğim başka acayiplikler var mı? | Open Subtitles | لا بأس ، فهذه أمور جيد أنني عملتها حسناً ، أهناك أي مراوغات قد تصادفني؟ |
Aslında, size rastladığım iyi oldu, çünkü, aşçıyla ilgili ciddi sorunlarımız var. | Open Subtitles | جيد أنني مررت بك لأن لدينا مشاكل خطيرة مع الطاهي |
O zaman bu geceki özel haberimi önceden kaydetmiş olmam iyi olmuş. | Open Subtitles | إذاً, هذا شيء جيد أنني بالفعل سجَّلت هذا الشيء الحصري من أجل الليلة |
İyi ki etek giymemişim, insanın bacakları çok acıyor. | Open Subtitles | جيد أنني لم البس تنورة اعتقد ان هذا سوف يؤذي الرجلين |
İyi ki o sırada duş almıyordum, yoksa diri diri haşlanırdım. | Open Subtitles | امر جيد أنني لم أكن أستحم، او لتم غليّي حيًا. |
İyi ki kemer köpründen tutmuşum değil mi? | Open Subtitles | إنه شيء جيد أنني أمسكتك من عقدة حزامك, أليس كذلك؟ |
İyi ki buradayım öyleyse. Düşün, düşün! | Open Subtitles | إذا جيد أنني هنا والآن فكر, فكر, فكر |
İyi ki ben varım da mantığını dinliyorsun. | Open Subtitles | إنه لشئ جيد أنني هنا حتى أتحدث بالمنطق |
Evet iyi ki Batı'nın en hızlı silahşörü ile evliyim. | Open Subtitles | حسناً جيد أنني تزوجت أسرع سلاح من الشرق |
O zaman iyi ki zengin biriyim. | Open Subtitles | حسن، أمر جيد أنني رجل ثري إذاً |
İyi ki yağmurluğumu giymişim! | Open Subtitles | جيد أنني أرتدي معطفي |
Hayır, öyle yapmasını ben söyledim, ve iyi ki söylemişim çünkü Billie seni öldürebilirdi. | Open Subtitles | لا ، أنا قلت له و هذا شيء جيد أنني قلت لهلأن(بيلي)كانتستقتله. |
Sanırım o küçük entrikanı ortaya çıkarmam iyi oldu. | Open Subtitles | حسنا، شيئ جيد أنني إكتشفت خطتك |
Evet, söyledim ya, burada olmam iyi oldu. | Open Subtitles | نعم، أُخبركي، شيء جيد أنني كنت هنا. |
Balabushka'yı almadığım iyi oldu, ha? | Open Subtitles | شيء جيد أنني .. شيء جيد أنني لم أحضر عصا الـ (بالابوشكا)؟ |
Arayı açmam iyi oldu, değil mi? | Open Subtitles | جيد أنني إنتظرت |
Bu kadar berbat olmam iyi bir şey, değil mi? | Open Subtitles | إنه أمر جيد أنني في حالة سيئة أليس كذلك؟ |
O zaman araba satıcısı için çalışmıyor olmam iyi bir şey. | Open Subtitles | حسنا جيد أنني لا أعمل في شركة سيارات |