Ya, iyi ki maç iç çamaşırlarıın yok. | Open Subtitles | نعم , انه شئ جيد انك لا تملك ملابس داخليه ليوم اللعب |
- İyi ki tipim değilsin. | Open Subtitles | حسنا ، انها شيء جيد انك لستي من نوعي المفضل |
İyi ki tabloyu almamışsın, artık geri alamayız çünkü. | Open Subtitles | انه شيء جيد انك لم تحضر اللوحه لا نستطيع اخذها الان |
Şey, bizi buraya getirmen iyi oldu çünkü açık denizler bu çocuklar için gerçekten tehlikeli. | Open Subtitles | حسنا ، انه أمر جيد انك أوصلتنا الى هنا لأن في أعالي البحار معيشه خطره للاطفال |
Burada kalmana değecek kadar çekici bir şey bulmadığın iyi oldu. | Open Subtitles | انه امر جيد انك لم تجد اي شيئ هنا جذاب بما يكفي ليجعلك تريد ان تبقى |
Bana bu kaydı aldırman iyi oldu. | Open Subtitles | نعم , انه أمر جيد انك جعلتني أأتي بهذا التصوير |
- Yaptığın iyi olmuş çünkü celpler elimize ulaştı. | Open Subtitles | حسنا انه شيء جيد انك فعلت لأن هذه المذكرات قد أتوا |
İyi ki sorunlara karşı bağışıklığın var. | Open Subtitles | انه شيء جيد انك حصينة من الاضطرابات |
İyi ki, yan evdesin. | Open Subtitles | شيء جيد انك تعيش بالمنزل المجاور |
İyi ki patates ısmarlamamışsın. | Open Subtitles | جيد انك لم تتطلبي اللحم الهش |
İyi ki buradasın. | Open Subtitles | شيئاً جيد انك هنا |
İyi ki geldin. | Open Subtitles | جيد انك عدت |
İyi ki oradasın. Yarın için... | Open Subtitles | جيد انك هناك |
Rachel, iyi ki buradasın. | Open Subtitles | رايتشيل), جيد انك هنا) |
Merdiveni getirmemen iyi oldu, ha? | Open Subtitles | شئ جيد انك لم تحضر تلك السلالم هاه ؟ |
Öğrendiğim iyi oldu. | Open Subtitles | جيد انك اخبرتني |
Geldiğin iyi oldu. | Open Subtitles | هذا جيد انك اتيتِ |
"Oh, aramanız çok iyi oldu. | TED | قالت: " اوه، جيد انك اتصلت. |
Buna bana sormanız iyi oldu. | Open Subtitles | جيد انك سألتني |
Geldiğin iyi oldu! | Open Subtitles | جيد انك هنا .. |
Geldiğin iyi oldu! | Open Subtitles | جيد انك هنا .. |
Yanından ayrılman iyi olmuş. | Open Subtitles | الارجح انه امر جيد انك غادرت عندما قررت ذلك |