Çok iyi bir hisse olacak. Söylüyorum sana fiyatlar tavan yapacak. | Open Subtitles | سيكون سوق جيد جدًا أخبرك ما يجري في الأعلى |
Başta beni bir düzenbaz sandın... her ne kadar Çok iyi bir düzenbaz olsam da. | Open Subtitles | ظننتي محتالة في البداية، وربما كان إعتقاداً جيد جدًا |
Bugün dünyada büyük yapısal sorunlarımız var bunların çözümü için kitle katılımlarından ve bireyler arasındaki işbirliğinden büyük faydalar sağlanabilir yeni gücün oyuncuları bunların nasıl yaratılacağını Çok iyi billiyorlar. | TED | لدينا في العالم اليوم مشكلات هيكلية رئيسية يمكن أن تستفيد بشكل هائل من أنواع المشاركة الكبيرة وتنسيق الأقران التي يعرف لاعبو القوة الحديثة كيف يولدونها بشكل جيد جدًا. |
Rock konseri, bunun Çok güzel bir örneği. | TED | مثال جيد جدًا لذلك هو حفل مُوسيقى الروك. |
Sizin de fark edeceğiniz üzere göz çevresini Çok güzel benzetmiş. | Open Subtitles | أعتقد أنك سوف نتفق على انه استحوذ جيد جدًا الشبه حول العينين. |
8, 10 km oldukça iyi. | Open Subtitles | ستُ أو سبع أميال من المشي و نحن بهذه الحالة، هذا جيد جدًا |
TR: Çok iyi. Çok teşekkür ederim. | TED | توم رايلي: جيد جدًا. شكرًا جزيلًا. |
Algoritmaların insanları nesnelerle Çok iyi eşleştirdiğini muhtemelen görmüşsünüzdür. Peki ya aynı teknolojiyi gerçekten uygun olduğumuz işleri bulmak için kullansak? | TED | ربما كنتم قد رأيتم أن الخوارزميات تقوم بدور جيد جدًا في مطابقة الأشخاص مع الأشياء، ولكن ماذا لو استطعنا استخدامها تلك التكنولوجيا نفسها لمساعدتنا فعلا في العثور على وظائف المناسبة تمامًا لنا؟ |
Sana işinde Çok iyi olan bir suç avukatının ismini vereceğim. | Open Subtitles | سأعطيك اسم محامي جنائي جيد جدًا |
- Fransızca finalim Çok iyi geçti. | Open Subtitles | - أختباري النهائي للغة الفرنسية كان جيد جدًا |
Teşekkür ederim, minnettarım. Çok iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | شكراً لك ، أقدر ذلك عمل جيد جدًا. |
Valerie, değil mi? Tamam, Çok iyi. | TED | فاليري، صحيح؟ نعم، جيد جدًا. |
Elime iki hafta boyunca bakabilirim ve herhangi bir korku ya da hayret hissetmeyebilirim, çünkü beste yapamam. Yani bunun burada size anlattığı, görüşmenin diğer kısımlarında tanımladığı, bu açıkça otomatik, kendiliğinden süreç ancak Çok iyi eğitim almış ve teknik geliştirmiş birisinin başına gelebilir. | TED | أما أنا فأستطيع أن أنظر إلى يدي لأسبوعين ولن أشعر بأي رهبة أو دهشة، لأني لا أستطيع التلحين فإذًا ما نفهمه من هذا ولكن من أجزاء أخرى من المقابلة، أن هذه العملية التلقائية العفوية التي يصفها تحدث فقط لشخص مدرب بشكل جيد جدًا ونمى هذا الأسلوب |
Çok iyi. Pekala. | TED | جيد جدًا. حسنًا. |
Çok iyi, arkadaşım. | Open Subtitles | جيد جدًا يا صديقي |
Bu Çok güzel. Haberi verdiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | هذا جيد جدًا شكرًا لاطلاعي على المستجدات |
Bunun için çok Çok güzel bir açıklamam var, efendim. | Open Subtitles | لدي تفسير جيد جدًا لهذا ، سيدي |
- Aynı anda iki güç. Çok güzel. | Open Subtitles | قوتان في آنٍ واحد هذا جيد جدًا |
Çok güzel. Aman! Aman! | Open Subtitles | جيد جدًا إنه شيء حاد، إنه حـاد |
Bu konuda karıncalar oldukça iyi olabiliyor. | TED | يبدو أن النمل جيد جدًا في هذا. |
İlk hedef havası temiz yerel parklar oluşturmak ve bu oldukça iyi ilerliyor -- %55 - %75 daha temiz. | TED | فالهدف الأول هو بناء حدائق محلية ذات هواء نقي، التي تعملُ فعلًا بشكلٍ جيد جدًا -- 55 إلى 75% هواء أكثر نقاءً. |
Rothstein insanları ve koşulları ölçüp biçmek konusunda çok yetenekliydi. | Open Subtitles | أن ( روثستين ) جيد جدًا في التعرف على الحالات والأشخاص الذين يقابلهم |