Ama çok, çok iyi bir şekilde saklanman lazım, tamam mı? | Open Subtitles | لكن أحتاج منكِ إلى الإختباء بشكل جيد حقاً ، حسناً ؟ |
İyi bir program olsun, arkadaşlar. çok iyi bir program yapalım. | Open Subtitles | لنقوم بعرض جيد أيها الناس لنقوم بعرض جيد حقاً, حسناً؟ |
Çünki bir şeyin parçası olacaksınız, iyi bir şeyin parçası... hem de çok iyi. Takımın birer parçası olacaksınız. | Open Subtitles | لأنكن ستكن جزءاً من شيء جزءاً من شيء جيد شيء جيد حقاً |
Bunu pançeta sarımsak ve zeytin yağıyla yapıyor. Çok ama Çok güzel oluyor. | Open Subtitles | إنها مكونه من الثوم و لحم الخنزير و زيت الزيتون، طعمها جيد حقاً |
Bunu böyle ailecek tartışmamız Çok güzel. | Open Subtitles | حسناً ، هذا جيد حقاً ان نستطيع ان نناقش هذا كعائلة واحدة |
L bu Gerçekten iyi bir şey olduğunu düşünüyorum, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنه شيء جيد حقاً ألا نعنقدين هذا ؟ |
- Yoldayken Gerçekten iyi biriyle karşılaşmak güzel. | Open Subtitles | حسناً، جميل جداً أن ألتقي بالصدفة بشخص جيد حقاً |
Buradan gidebilseydin gerçekten çok iyi olurdu. | Open Subtitles | واذا ابتعدت من هنا ايضاً سيكون شيء جيد حقاً |
Görünüşe göre senin kocan çok iyi para kazanıyor, sırf havası güzel diye bir ev yaptırdığına göre. | Open Subtitles | يبدوا بأن زوجك جيد حقاً في كسب المال لتكوني قادرين على بناء منزل للمتعه في مكان جوه جيد |
Evet ben de, yine de çok iyi bir insan gibi gözüküyorsun. | Open Subtitles | . أجل ، أنا أيضاً . حسناً ، مع ذلك أنت تبدين كشخص جيد حقاً |
çok iyi vakit geçireceğiz. - Evet. | Open Subtitles | نحن ذاهبون للحصول على وقت جيد حقاً. |
çok iyi bir kat danışmanısın. | Open Subtitles | انت مستشار مقيم جيد حقاً حقاً. |
Gerçekten çok iyi birisi ve işimi çok seviyorum. | Open Subtitles | إنه شخص جيد حقاً وأنا أحب عملي بشدة |
Hep yanlış şeyler söylerim ama söylemek istediğim, Çok güzel göründüğün. | Open Subtitles | دوماً ما أتفوه بأمور خاطئة ولكن ما عنيته أن مظهرك جيد حقاً |
Çok güzel bir parti oldu. | Open Subtitles | ولكنه كان شريكُ جيد حقاً أتمنى وإن كنتِ معى... |
Hepinizi burada görmek Çok güzel bir duygu. | Open Subtitles | جيد.. جيد حقاً أن أراكم جميعاً هنا |
Gerçekten iyi sigara içtikten sonra kendini mahvetmiş olursun. | Open Subtitles | و بمجرد الحصول عليها التدخين سيكون جيد حقاً ثم بعدها أنت تعرف جعلت نفسك هائج |
Ve Gerçekten iyi iş yapıyordu. Aslında, onu caddelerde satış yaparken seyrettim. Ve siz tanımadan önce, etrafında bu elbiseleri satın alan bir kadınlar kalabalığı vardı. | TED | وهي تقوم بعمل جيد حقاً. في الواقع، لقد شاهدتها تبيع في الشوارع متجولة. وقبل أن تعرفها، كان هناك إزدحام نسائي حولها، يشترون هذه الثياب. |
İyilik Gerçekten iyi değil, kötülük gerçekten yanlış değil dipler o kadar da güzel değil. | Open Subtitles | الخير ليس جيد حقاً والشر ليس خطأ حقاً |
Sen çok iyisin. | Open Subtitles | إنك جيد حقاً أنت كذلك, أنا آسف, تابع |
Bu gerçekten güzel. Çok güzel. | Open Subtitles | جيد, جيد هذا جيد حقاً |
Çocuk olduğun için demiyorum, gerçekten iyisin. Çok sıkı çalışıyorsun. | Open Subtitles | ليس فقط كطفل، أعني أنت جيد حقاً لقد عملت بكد |