"جيد لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Güzel
        
    • iyi
        
    Güzel. Görmen için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles جيد , لا استطيع الانتظار لمشاهدتك تشاهدها
    Güzel düşünce. Keşke o kadar basit olsaydı. Open Subtitles تفكير جيد لا, أتمنى لو كان الأمر بهذه البساطة
    Güzel. Şimdi, başını menüden kaldırma. Open Subtitles حسنا , هذا جيد , لا ترفعي نظرك عن قائمة الطعام
    - İyi dans ettiğini biliyorum. - Hayır, dans etmek istemiyorum. Open Subtitles أنا أعرف أنك راقص جيد لا, أنا لا أريد الرقص حقا
    İyi bir adam nerede olursa olsun, iyi bir adamdır. Open Subtitles الرجل الجيد يبقى دائماً رجل جيد لا يهم أين يكون
    İyi olan tek şey buydu. Başka hiçbiryerde yaşamak istemezdim. Open Subtitles كان ذلك شيء جيد لا أريد العيش في مكان آخر
    Güzel. Onu öylece bırakamıyorsun değil mi? Open Subtitles جيد, لا يمكنك ابقاءها في الأسفل طويلاً صحيح؟
    - Güzel. O adama asla kızamazdım. Open Subtitles جيد, لا يمكنني أن أغضب على هذا الرجل أبدا.
    Güzel bir karar. et yok, alkol yok, peki ya sigara? Open Subtitles قرار جيد, لا لحم ولا شرب ماذا عن التدخين؟
    Neyse, Güzel bir gün. Güzel bir gün, sorunsuz. Open Subtitles على أي حال أنه يوم جيد اليوم يوم جيد , لا توجد مشاكل
    Güzel. O kızın başı belaya girsin istemem. Open Subtitles جيد, لا أريد أن أرى تلك الفتاة في ورطة
    Güzel. İnsanların gereksiz yere yaralanmasından hoşlanmam. Open Subtitles جيد , لا أحب أبداً أن يصاب أحد برىء
    Herşey için arma iznimiz olursa Güzel eğer olmazsa hiçbirşey yapamayız Open Subtitles لدينا كل شيء جيد لا نريد اي شيء آخر
    Güzel soru. Bilmiyorum. Hiç düşünmedim. Open Subtitles سؤال جيد, لا أعلم لم أفكر بهذا كثيراً
    Pekala buyur. Güzel bir eski su. Bu konuyu tartışamam. Open Subtitles حسناً تفضل اكسجين جيد, لا تجادل بذلك
    - İyi bitirdi. - Bütün gün koşmak için doğmuş. Open Subtitles أنهى بشكل جيد لا ، بل أنتج للجري طول اليوم
    Ve ben bunu insanlara söylediğimde, ... ... yaşına göre gerçekten iyi görünen 80 ya da 90 yaşında ki ... ... birinin bakımıyla meşgul olduğunu söylüyor. TED وعندما أخبر الناس عن هذا يتجهون للتفكير في شخص في عمر 80 او 90 والذي يبدو بشكل جيد لا يتناسب مع 90 او 80
    Bu iyi birşey. Olabildiğince uzun bir süre bilmemeyi seviyorum. TED وهذا شيء جيد, لا أريد ان اعرف ماهو لاطول وقت ممكن
    Bu iyi olmuş. Onun, bu halimle, beni görmesine izin veremem. Open Subtitles هذا جيد لا ينبغي أن اتركها تراني ليس و انا على تلك الحال
    Terfide ettirildim. Buda iyi birşey. Burada kötü olan birşey yok. Open Subtitles وحصلت على ترقية أيضاً, وهذا شىء جيد لا يوجد شىء سىء فى الأمر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more