| Etmene gerek yok. Bart Jason ve adamlarını sevmiyorum. | Open Subtitles | انت لست بِحاجة الى أَن تشكرني أنا لا أَحبّ بارت جيسن أَو رجاله |
| Gizemli kazalar olduğu sırada Jason Reed gece vardiyasında çalışıyordu. | Open Subtitles | جيسن ريد كان يعمل في النوبة الليلية عندما حدثت تلك الحوادث الغامضة. |
| Vince'i çok seviyorum biliyorsunuz Ama Jason çok hassas. | Open Subtitles | انا احب فينس كثيرا اتعرفين ؟ ولكن جيسن حساس جدا |
| Jason'ın arabasında onunla oturuyordum... beni öpüyor ve okşuyordu. | Open Subtitles | كنت جالسة بجوار جيسن في السيارة ثم بدأ يقبلني ويتودد الي |
| Tanrı'nın mucizesine bakıyorsunuz. Jason'ın hayatı Tanrı'nın ona lütfu ve onu göklere yükseltir. | Open Subtitles | تدين حياة جيسن إلى نعمته ويرفع اسمه في الأعلى. |
| Jason' ının Barbi müzesine gitmek istemediğinden eminim canım. | Open Subtitles | أنا متأكد أن جيسن لا يريد ألى متحف باربى |
| Jason Shepherd, az önce pencereden mi girdin? Hayır. | Open Subtitles | جيسن شيبارد، هل أتيت الان الى هنا من تلك النافذة |
| - Evet, pekala, herkesin bir bakış açısı var, Ebert. - Adım Jason. Güven bana. | Open Subtitles | نعم، حسنا، كل شخص عِنْدَهُ فترة جافة، ايربت انه جيسن |
| Herkes Jason'ı tanır ve severdi. | Open Subtitles | كُلّ شخص الذي عَرفَ جيسن يَتذكّرُه ويَحبُّه. |
| Jason o pire torbasına etli kemik mi verdi? | Open Subtitles | أعطىَ جيسن ذلك المغفّلِ عظماً يوجد عليه لحماً؟ |
| Jason'ı anahtarla gönderdiklerinde Grace yatakta yatıyordu. | Open Subtitles | غرايس كانت مستلقية على السرير عندما تم إرسال جيسن بالمفتاح. |
| Jason Cahill ne tür bir ilaca maruz kaldıysa kalsın, ısırarak Sydney'ye geçiremezdi. | Open Subtitles | مهما يخدّر جيسن كاهيل لربما عرّض إلى، هو لم يكن ممكننا أن يرسله إلى سدني بكبحها. |
| ...kayıtlarına göre Jason Cahill'in Bükreş'te bir görüşmesi varmış. | Open Subtitles | طبقا لسجلاتهم، جيسن كاهيل له الإجتماع حدّد لبوخارست. |
| Çocukların adları Chris ve Jason Miller. Kardeşmişler, yaşları 19 ve 16. | Open Subtitles | إن الفتيين الإعلانيين هما كريس و جيسن وهما أخوان أحدهما 19 والآخر 16 |
| Jason Stevens Chicago'dan ayrılmış. | Open Subtitles | جيسن ستيفين من خارج شيكاغو , 18 نقطة فى المباراه. |
| İki numaralı koltukta; 551,000 marka ile Arizona, Tucson'dan Jason Keyes. | Open Subtitles | في عددِ مقعدِ إثنان، مِنْ توكسن، أريزونا، 551,000 في الرقائقِ، جيسن مفاتيح. |
| Bu Jason Bourne için Treadstone Operasyonu sırasında çıkartılan bir kimlikti. | Open Subtitles | هو مبكّرُ هوية حجارةِ خطوةِ مسجّل إلى جيسن بورن, |
| Yaptığın şeyi inkar edemezsin, Jason. | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ الإجْتياَز بأَنْك عَمِلتَ، جيسن. |
| Bundan sonra senin adın Jason Bourne. | Open Subtitles | من الآنَ فَصَاعِدَاً، أنت سَتَكُونُ المعروف ب جيسن بورن. |
| Bu arada Siyah Pipo Operasyonu'nun açığa çıkmasının arkasında yatan kişi olduğu sanılan ve aynı zamanda Jason Bourne olarak da bilinen David Webb'in durumu hala gizliliğini koruyor. | Open Subtitles | فيهذهالأثناء،حواشيلغزِ مصير ديفيد وَب، مَعروفكذلكبِ جيسن بورن، المصدر وراءالتعرّضَ برنامجِ الورد الجبلي الأسودِ. |
| Jensen'ın ise telefon numarası var. | Open Subtitles | ,ايضا لدي رق .. رقم هاتف جيسن |