Senin bu kaçık işlerinde iyi değilim | Open Subtitles | أنا لا أحقق نتائج جيّده مع نوعك من العمل الأخرق |
Peki meyve ve sebzeler benim için neden iyi? | Open Subtitles | يسأل الكثير لماذا الخضار والفواكة جيّده لي ؟ |
Otobüse yetişmek diğer çocuklarla tanışmak için iyi bir yöntem olur. | Open Subtitles | الذهاب عبر الحافله تعد طريقة جيّده للتعرف على الأخرين. |
- O anda iyi bir fikir gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لماذا ؟ بدت كأنها فكره جيّده في ذلك الوقت. |
FBI, canım İyi denemeydi. | Open Subtitles | المباحث الفدرالية يا عزيزتي. محاولة جيّده. |
Zıplamak iyi fikir ama çimenin boyunu yanlış hesapladı. | Open Subtitles | القفز فكرة جيّده لكنه أخطأ في حكمه على طول العشب |
Vakit öldürmek için iyi bir yol. O iyi mi? | Open Subtitles | طريقة جيّده لتمضية الوقت هل هي بخير؟ |
İyi olmayı denedim. Ama çok sıkıcı. | Open Subtitles | حاولت أن أكون جيّده إنه ممل فعلا |
Kocan, çamaşırlarının iyi yıkanmadığını söyleyebileceği bir... ülkenin üniformasını giyiyor, bu ülke için ölebilecekken... | Open Subtitles | زوجك يلبس الزيّ الرسمي لبلاد تسمح لمكان أن... يقول أن مغسلته ليست جيّده بالقدر الكافي عندما يمكن أن يموت .. |
Kocan, çamaşırlarının iyi yıkanmadığını söyleyebileceği bir... ülkenin üniformasını giyiyor, bu ülke için ölebilecekken... | Open Subtitles | زوجك يلبس الزيّ الرسمي لبلاد تسمح لمكان أن... يقول أن مغسلته ليست جيّده بالقدر الكافي عندما يمكن أن يموت .. |
Yani resimler istedikleri kadar iyi olabiliyorlar kelimeler istedikleri kadar iyi olabiliyorlar. | Open Subtitles | أعني، الصور يمكن أن تكون جيّده كما يريدون لها أن تكون... والكلمات يمكن أن تكون جيّده كما يريدون لها أن تكون... |
Ne zamandır sana bu kadınların... sadece iki şey için iyi olduklarını söylemiştim. | Open Subtitles | ...لقد أخبرتك مِن قبل عدّه مرات أن المرأة ...جيّده فقط لعمل شيئين |
Sormamın nedeni, insanlar Vegas'ta birçok nedenden dolayı evlenmeyi seçiyor, iyi ya da kötü. | Open Subtitles | سبب سؤالي، إن كان يوجد أشخاص في "فيجاس" كان يُريدون أن يتزوجوا منها لأسباب كثيره إن كانت جيّده أو سيّئه |
Senin için iyi olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقد انها ستكون فكره جيّده بالنسبة لي. |
İyi bir fikir olduğunu düşündüğüm için yaptım. | Open Subtitles | لدي ما أعتقد بإنها فكرة جيّده. |
Daha farklı karakterler senin için daha iyi olur. | Open Subtitles | العديد من الشخصيات جيّده بالنسبه لك. |
İyi. Vatanın iyi bir enerjisi var. | Open Subtitles | هذا جيّداً فالأرض لديها طاقة جيّده |
İyi ve kötü haberler: | Open Subtitles | هُناك أخبار جيّده و هناك أخبار سيّئه. |
Her zaman iyi bir polis olmak istedim. | Open Subtitles | لطالما أردت أن أصبح شرطيّه جيّده |
Eğer hakem olabiliyorsa, onun kung-fu'su çok iyi olmalı. | Open Subtitles | اذا كان المعلم (هانغ) هو القاضي إذن فطريقته في الكونغ فو يجب أن تكون جيّده جدّا |