"جيّد و" - Translation from Arabic to Turkish

    • iyi
        
    Ben de iyi bir sponsor bulup kimseye boyun eğmemeliyim. Open Subtitles أنا بحاجة لـ راعاً جيّد و سأقف على قدميّ أيضاً
    İyi fiyat verirler. Yerinde bir fiyat... Open Subtitles ستحصل على سعر جيّد و سعر عادل، من المؤكد
    İyi olduğunu gösterirdi, ama mükemmelliği yakalayamadığı için... hayal kırıklığı yaşatacak kadar değil. Open Subtitles هذا سيعنى أنك جيّد و لكنك ليس تماماً لم تصل لدرجة الامتياز
    Zaten halihazırda harika birisin ve çok iyi bir arkadaş ve inanılmaz bir annesin. Open Subtitles لأنّك أصلاً شخصٌ مميّز و صديق جيّد و أمٌّ رائعة
    İyi şans ve kötü şans. Open Subtitles حظ جيّد و حظ سيء. انا سعيد بإحضارك سيرة الحظ
    Dün sabahki görüşmemizde atın iyi olduğunu belirten sözler etmişti. Open Subtitles البارحة ، عندما كلمتهُ صباحًا . كلّ ما قاله أنّ الحصان جيّد و كلمات من هذا القبيل
    Oğlunuzun nefes alışı normal, kan basıncı iyi hafif bir sarsıntı dışında durumu iyi. Open Subtitles حسناً ، تنفّس إبنك طبيعي و ضغط دمه جيّد و فيما عدا إصابته بإرتجاج خفيف صحته جيّدة
    Yükselmen iyi. Adımların çok güzel. Open Subtitles الارتفاع جيّد و حركة الأقدام جميلة
    Hayatını değiştir, biraz egzersiz yap, doğru beslen, daha iyi hissediyorsun, tamam çok iyi, daha iyi gözüküyorsun, peki güzel, daha uzun yaşıyorsun, güzel, paranı kurtarıyorsun, güzel, ve bunu kendine yapmaktan dolayı gayet memnun oluyorsun. Open Subtitles أنت تغيّر من حياتك، و تقوم بالتمارين و تأكل بشكلٍ لائق، تشعر بأنّك أفضل، حسنًا، هذا جيّد! و تبدو أفضل، حسنٌ، هذا جيّد
    Burada iyi haber/kötü haber durumu yaşıyoruz. Open Subtitles مرحباً , لدينا وضع جيّد و سيء هنا
    İyi bir arkadaş ve takım arkadaşısın... Open Subtitles ...أنا أعتقد بأنكَ صديقٌ جيّد و صديق فريقٍ
    İyi görünüyor. Yukarılar biraz daha rüzgarlı. Open Subtitles الطقس جيّد و قليل من الرياح العالية
    Karşılığında iyi bir kocası ve mükemmel bir ağabeyi var. Open Subtitles في المقابل ، لديها زوج جيّد و أخ رائع
    Henüz Roy'da değerli ve a sil bir şey bulamamamız ona yeterince iyi bakmamamızdan kaynaklanıyor.. Open Subtitles إن كنّا لم نعثر بعدُ على جانبٍ جيّد و نبيل في شخص (روي) فهذا يعني بأنّنا لم نُنقّب كفاية في أعماق شخصه
    Tabi eğer iyi bir kız olur ve dediklerimi yaparsan. Open Subtitles ... لو انت بنت جيّد و تعملين ما أقول
    John May'in insani duyguların iyi bir şey olduğunu savaşmaya değer olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Open Subtitles أذكر أنّ (جون ماي) قال أنّ المشاعر الإنسانية شيءٌ جيّد و تستحقّ القتال في سبيلها
    Paul iyi bir çocuk, Mark ise Torah ve Talmud'da olağanüstü bir öğrenci. Open Subtitles (بول) فتى جيّد و(مارك) طالب مجتهد في دراسة "التوراة التلمود"
    Merhaba. Bir iyi bir de az iyi haberim var. Open Subtitles ... مرحبـا لديّ خبـر جيّد و أخـر
    Carson'ın iyileşme sürecinin iyi gittiğini yara bölgesinin ve fleplerin iyi durumda olduğunu söylediler. Open Subtitles لقد قالوا أن حالة (كارسون) تتحسّن بشكل جيّد و أن خيوط الجروح و الغُرز تلتئم سريعاً
    Bu iyi, bu kötü." Open Subtitles هذا جيّد و هذا غير جيّد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more